Bak, bu konuyu beklemeye alıp davayı çözmeye odaklanalım. | Open Subtitles | إسمع , لم لا نؤجل هذا لما بعد ونركز فقط على حل القضية , تفضلي إجيبي حسنا |
Sadece bu davayı çözmeye çalışıyorum ve herkes birkaç minik kaburga ayak bileği, el, ayak parmağı ve çene çatlağını o kadar büyütüyor ki. | Open Subtitles | انا فقط احاول حل القضية والجميع يُكبر الموضوع لانني لدي إصابات طفيفة |
Sadece davayı çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول حل القضية فقط |
Benim teorim yanlış değildi, "Light Yagami, Kira'dır" ve "Misa Amane, İkinci Kira'dır." Bu davayı çözmeye yetmiyor. | Open Subtitles | ليس الأمر أن نظريتي كانت خاطئة، بل أن كون ياغامي لايت هو كيرا وآماني ميسا هي كيرا الثاني لم يكن كافيًا لحل القضية |
Bana teşekkür etmenin en iyi yolu bu davayı çözmeye yardım etmek. | Open Subtitles | أفضل طريقة لشكري هي مساعدتنا لحل القضية |
davayı çözmeye çok yakınız. | Open Subtitles | لقد اقتربنا من حل القضية |