Seni Crandford'a davet ettiğim zaman Frank, birbirimize yardım edeceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما دعوتك إلى كرانفورد,فرانك ظننت أننا سنكون عوناً لبعضنا البعض |
Aynı seni benim Cover Grubumu* görmeye davet ettiğim zamanki gibi. | Open Subtitles | كثلك المرّة التي دعوتك فيها لرؤية واجهة فرقتي |
Sonradan, bunu söylediğime pişman olacağımı biliyorum ama seni buraya davet ettiğim iyi oldu. | Open Subtitles | ما هو الشيء الذي لا نستطيع أن نحبّه ؟ على الأرجح سوف أندم على قولي هذا ولكن في الحقيقة أنا سعيدة لأنّي دعوتك |
Seni davet ettiğim için üzgünüm. - Sana bu teklifi yaptım çünkü senin doğru dürüst biri olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كانت فكرة سيئة أنا آسفه علي دعوتك |
Seni davet ettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | لقد كانت فكرة سيئة أنا آسفه علي دعوتك |
Seni davet ettiğim kısım tamamen aklımdan çıkmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنني نسيت أمر دعوتك للمجئ |
Bu sizin fikrinizdi ve hala buradasınız, sizi benim güzel evime davet ettiğim için teşekkür ettiniz. | Open Subtitles | هذه كانت فكرتك، ومع ذلك ها أنت هنا تشكرني على دعوتك إلى منزلي اللطيف! |
Kahvaltıya neden davet ettiğim konusunda. | Open Subtitles | لماذا دعوتك للغداء. |