Bugün memurlarım birini tutukladı parmak izleri David Clarke ile eşleşti. | Open Subtitles | احد الضباط القى القبض على رجل اليوم وظهرت بصماته وهو ديفيد كلارك |
David Clarke ile ilgili haberler yayılmış sanırım. | Open Subtitles | حسنا اظن بأن الاخبار خرجت بخصوص ديفيد كلارك |
David Clarke ile olan o röportaj dediğin saçma şeyden sonra insanlar fotoğraflarıma boynuz ve kuyruk çiziyor. | Open Subtitles | حسناً منذ تلك المهزله التي إدعيتي بأنها مقابله مع ديفيد كلارك الجمهور عملياً رسم |
Bakın, o David Clarke ile gerçekte ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | أنصتوا، إنه لم يعرف حقيقة ما حدث مع (ديفيد كلارك). |
David Clarke ile bana yaptığın şeyi ona yapmanda yardımcı olmayacağım. | Open Subtitles | لن أساعدك فيما ستعملين لها ما فعلتموه لي مع (ديفيد كلارك) |
Bana David Clarke ile olduğunu ya da Charlotte'ın muhtemelen onun kızı olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | {6}ولكنلمتخبرينيأنهاكانت مع (ديفيد كلارك) {6}.أو عناحتماليةأنتكون (تشارلوت)ابنته |
Mason benim David Clarke ile bir ilişki yaşadığımı iddia ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | يخبرني (ميسون) أنك تدّعين أنني كنت على علاقة بـ(ديفيد كلارك). |
Amanda'nın David Clarke ile seni öpüşürken gördüğü gibi mi yanlış bilgilendirilmişim? | Open Subtitles | كما تعرّض (ديفيد كلارك) للتضليل حين رأتك (أماندا) وأنت تقبّلينه؟ |
Düşüncesiz görünmek istemem ama babam ile çalışmaya başladığında hâlâ David Clarke ile evliydin, değil mi? | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو عديم الاحساس ولكن (كنت متزوجو من (ديفيد كلارك |
David Clarke ile nasıl bir ilişkiniz vardı? | Open Subtitles | ما كانت طبيعة علاقتك بـ(ديفيد كلارك)؟ |
Onun David Clarke ile arası epey iyiydi, değil mi? Onun başına gelenlere göz yumdu. | Open Subtitles | كان مقرباً إلى (ديفيد كلارك) أليس كذلك؟ |
David Clarke ile. | Open Subtitles | (ديفيد كلارك). |