Suçu başkasının üzerine atıyordu. Bu riske değeceğini düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | يبدوا انهُ كان مُغَفَل، وانه ظن ان الامر يستحق لمخاطرة. |
Burada yatmış son sözlerimi yazarken araştırmaya değeceğini hissettiğim bir isim aklıma geldi. | Open Subtitles | لذا اضع كلماتي الاخيره اسم جاء في ذهني واشعر انه يستحق التحقق منه |
Altının, riske girmeye değeceğini düşünmüyorsanız tabii. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تعتقد الذهب يستحق أخذ فرصة من اجله |
Sorun ise kimin işte tutulmaya değeceğini kiminse değmeyeceğini bilecek kadar sizleri tanımıyorum. | Open Subtitles | المشكلة هي، أنني لا أعرف أياً منكم جيّداً لأرى مَنْ يستحق البقاء و مَنْ لا يستحق |
Bir öğünlük yemeğin buradan kurtulmamaya değeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان قطعة لحم ستكون جديرة بنجاتنا؟ من المستحسن ان نكون مجموعة واحدة من جديد |
Bunun riske değeceğini düşünmüyorum. Bunu onlarsız yapabileceğimiz düşünülürse. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الأمر يستحق مخاطرة كهذه ليس بينما يمكننا النجاح دون حاجة إليهم |
Hayır, ama yine de yapmaya değeceğini düşündüm. | Open Subtitles | كلا, لكني كنت أعتقد أن الأمر كان يستحق المحاولة. |
Bak, aşkınıza bir değer biçemezsen ne kadar değeceğini nereden bileceksin? | Open Subtitles | أسمعو ، أن كان لا يمكنكم تقدير ثمن الحب فكيف يمكننكم معرفة كم يستحق ؟ |
İkimiz de yetişkiniz.Bu işin gizli güçlüklerinin farkındayız ve bu riske girmeye değeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | كلانا بالغان، ومدركان بالمخاطر.. ونعتقد أن الأمر يستحق المخاطرة |
Gecikmeye değeceğini düşünmeseydi, aramazdı. | Open Subtitles | إن لم يتأكّد جاك أنّ الاْمر يستحق .. التأخير لم يكن ليُجرى هذه المُحادثة |
Bana söylemeni istiyorum, Kyle, bedeli ne olursa olsun, fedakârlık ne kadar büyük olursa olsun, bunların hepsine değeceğini. | Open Subtitles | انا احتاج ان اخبرك يا كايل لا يهم التكلفه لا يهم التضحيات هذا كله يستحق |
Sana, buna değeceğini kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | لابدّ أن تبين لهم الحقيقة الأمر يستحق العناء |
Sana, buna değeceğini kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | لابدّ أن تبين لهم الحقيقة الأمر يستحق العناء |
Tüm dünya ile iletişim kurmanın bu mahremiyetten vazgeçmeye değeceğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن الأمر يستحق التخلي عن بعض خصوصيتك حتى تتمكن من الإتصال مع العالم؟ |
Yine de buna değeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | ألا زلت تعتقدين أنه يستحق كل هذا العناء؟ |
Aslını sorarsan, buradan gitmeye değeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة, لا أظن أنه سبب يستحق الخروج من أجله. |
Gerçek aşkın her tehlikeye değeceğini biliyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يعرفون ان الحب الحقيقي يستحق المخاطرة. |
Onları incelemek için, ...bu riske değeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أن ذلك ربما يستحق المخاطرة كما تعلم. لدراستهم |
- Seni seviyor. Riske girmeye değeceğini düşündü. | Open Subtitles | إنّها تحبك، وقد ظنّت أن ذلك يستحق المخاطرة |
Matematiğe gerçekten yetenekli ve öğretmenleri denemeye değeceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | لديه موهبة حقيقية في الحساب ومعلميه يؤمنون من أنه يستحق المحاولة |
Bir öğünlük yemeğin buradan kurtulmamaya değeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان قطعة لحم ستكون جديرة بنجاتنا؟ من المستحسن ان نكون مجموعة واحدة من جديد |
Buna değeceğini düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | ممّا لا ريب فيه أنّه اعتقد أنّك تستحق العناء. |