O dvd'deki yaratık her ne ise, bu adamın içinde değil artık. | Open Subtitles | مهما كان ذلك المخلوق على القرص فهو لم يعد داخل هذا الرجل |
O DVD'deki yaratık her ne ise, bu adamın içinde değil artık. | Open Subtitles | مهما كان ذلك المخلوق على القرص فهو لم يعد داخل هذا الرجل |
Aramızdaki çok cazipti ama Ulusal yarışma fiyaskosundan sonra, Glee kulübü cazip değil artık ve kayıtsız havam kaldıramayacak bunu, tamam mı? | Open Subtitles | ما كان بيننا كان رائعا ولكن بعد تلك الهزيمة في المسابقة الوطنية نادي قلي لم يعد رائعا وشعبيتي لا يمكنها تحمل ذلك |
Haber, haber değil artık. Önceden yazdığım daktilo kadar ölü artık. | Open Subtitles | الصحف لم تعد كما كانت ماتت كالآلة الكاتبة التى كنت استعملها |
Görünüşe göre kardeşler arasındaki bağ imparatorluğu savunan kılıç değil artık. | Open Subtitles | يبدو أن الرابطة بين الأخوة لم تعد السيف الذي يحمي إمبراطوريتنا |
Bu iyileşme çabası değil artık. | Open Subtitles | لكن الأمر لم يعُد منوطًا بالطب، هذا هوس. |
Bundan böyle erkekler tuvaleti değil. Artık yalancıların bir sığınağı. | Open Subtitles | هذا لم يعد دورة مياه الرجال إنَّهُ الآن عرين الكاذبين |
Onlar için artık söz konusu para değil, artık değil. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بالأموال بالنسبة إليهم لم يعد الأمر كذلك |
Üniformasını çıkartıyor. Artık o kendi çevresinde Çavuş Jones değil. Artık o Kansas'lı Dave. | TED | يخلع زيه العسكري، لم يعد يعرف بالرقيب جونز في مجتمعه. هو الآن ديف من مدينة كانساس سيتي. |
Beni izlendiğini hissediyorum.Beni düşündüğünden değil,artık değil. | Open Subtitles | أحس بأنه كما لو كان يراقبنى,إنه لم يعد يهتم بى |
Burası güvenli değil artık. Biz gidiyoruz ve sen de bize katılsan iyi olur. | Open Subtitles | هذا المكان لم يعد آمناً وأنت أيضا ستأتي معنا |
Burası emin değil artık. Biz gidiyoruz ve sen de bize katılsan iyi olur. | Open Subtitles | هذا المكان لم يعد آمناً وأنت أيضا ستأتي معنا |
Çünkü o kadar da seninle alakalı değil artık. | Open Subtitles | الأمر لم يعد يتعلق بك كثيرا الأمر لم يعد يتعلق بك كثيرا |
Deden başkan değil artık. Biz yapmalıyız yani. | Open Subtitles | و منذ ان أبي لم يعد الرئيس فعلينا فعل هذا |
Karantina altındaki tek ada burası değil artık. 75 kişiyi kaybettiler. | Open Subtitles | لم تعد هذه الجزيرة الوحيدة تحت الحجر لقد فقدوا 75 رجلا |
Ve eğer fark etmediyseniz, 50 yıl eskisi gibi değil artık. | TED | وإذا لم تلاحظوا، لم تعد الخمسون سنة كما كانت عليه. |
O küçük bir kız değil artık. Belki büyümesini istemiyorsun. | Open Subtitles | حسنا , انها لم تعد فتاه صغيره بعد الان واذا لم تلاحظ ذلك فربما لانك لا تريدها ان تكبر |
Niye takayım ki kafama. Benim işim bu değil artık. | Open Subtitles | حسناً, لماذا أهتم, لم تعد حياتى بعد الآن |
İşim yüzümden karım hayatını kaybetti. O zamandan beri kızım eskisi gibi değil artık. | Open Subtitles | زوجتى قُتلت بسبب وظيفتى إبنتى لم تعد لحالتها منذ ذلك الحين |
Hayır, sorun değil, artık senin listen değil, seni affediyorum. | Open Subtitles | كلا ، لابأس لم تعد لائحتك بعد الآن أنا سامحك ماذا؟ |
Şimdi öyle değişti ki tanınmaz halde insanların bir zamanlar korktukları gibi değil artık. | Open Subtitles | الأن.. تغير الامر كثيرًا لم يعُد معروفاً كالشيء الذي كانوا يخشونه الناس |
Hâlâ tepki veriyor ama insanlarla konuşmakta peki iyi değil artık. | Open Subtitles | لا تزال تستجيب، لكنّها لمْ تعد جيّدة في التحدّث مع الناس بعد الآن. |
Kapı çarpıp çıkmaların hiç modası değil artık. | Open Subtitles | لا أرغبُ في أن أصبحَ صانعة نكهاتِ مع فاشلينِ على أيةِ حال نتيجةُ العاصفةِ الهوجاء هي " أنَّها قد زالت الآن " |