Bu da bana, ben korkak değilim ve buradan gitmiyorum. | Open Subtitles | وسأشرب نخبي أنا لأنني لست جبانا ولن تطردني من ملكيتي |
Şu an senden pek hoşnut değilim ve sen de benden değilsin. | Open Subtitles | أنا لست سعيدة جدا معكِ الآن وأنا أفترض أنكِ لستي سعيدة معي |
Ben güçlü bir baba örneği değilim ve asla olamayacağım. | Open Subtitles | أنا لست شخصية قوية والد ، وأنا أبدا لن يكون. |
Senin kişisel bilgisayarından başka bir şey değilim, ve bundan bıktım. | Open Subtitles | لست سوى مجرد آلة بحث شخصية بالنسبة لك وقد مللت هذا |
değilim ve şu an ne yaşadığını hayal bile edemem. | Open Subtitles | لا , لست متزوجة ولا أستطيع أن أتصور ماتمرين به |
Sen iyi değilsin, ben iyi değilim ve o kesinlikle iyi değil. | Open Subtitles | أنت لست بخير و لا أنا بخير و هو بالتأكيد ليس بخير |
Ben babanız değilim ve annenizin bundan hoşlanacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لست والدك وأنا لا أعتقد أن أمك تحب هذا |
Ben mimarlık akademisinden değilim ve etrafımda olan tanıdık kimsede yok. | Open Subtitles | أنا لست من أكاديمية الهندسة المعمارية، وأنا أيضا لااعرف البيئة المحيطة |
23 değil. Ayrıca ben evli değilim ve patronun da değilim. | Open Subtitles | أنا لست بـ 23 من العمر، لست متزوجاً ولست ربَّ عملكِ |
Ama ben o değilim ve sen bir şekilde bunu anladın, değil mi? | Open Subtitles | لكنني لست هي ، وأنت شعرت ذلك بطريقة أو بأخرى اليس كذلك ؟ |
Emin değilim ve henüz kimseye söylemediğini kabul ediyorum hiçbir şey söyleme. | Open Subtitles | أنا لست متأكده و على افتراض أنكِ لم تثرثري لأي شخص بعد |
- Evet. Buraya nasıl geldiğine bile emin değilim ve sürekli odasını değiştiriyorlar. | Open Subtitles | نعم لست متأكدة كيف إنتهى به الأمر هنا فهو يظل يغير مكان غرفته |
Plazmanın ne olduğuna emin değilim ve insanın ihtiyacı oluyor mu bilmiyorum ama hissettiğim kadarıyla sanırım gerekli bir şeymiş. | Open Subtitles | لست واثقة ما هي الصفائح الدموية ولا أعرف إن كان المرء بحاجة إليها لكن حسب ما كنت أشعر أظننا نحتاجها |
Kırılmalarına üzüldüm ama ben dindar değilim ve öyleymiş gibi davranmam yanlış. | Open Subtitles | أنا آسف إن أسأت إليهما، لكنني لست متديناً ومن الخطأ التظاهر بذلك. |
Gerçekten emin değilim, ve size burada DVD oynatıcınızı yakmanızı ve Tolstoy'u atmanızı söylemeyeceğim. | TED | لست متأكدًا حقًا ولست هنا لأطلب منكم أن تحرقوا مشغّل أقراص الفيديو الرقمية الخاص بكم أو أن ترموا كتب تولستوي. |
Ben bir psikolog değilim ve korkunç hikâyeleri kaynaklı ikincil travma sonrası stres bozukluğu yaşadım. | TED | أنا لست طبيبة نفسانية، وقد واجهت اضطراب ما بعد الصدمة الثانوي من قصصهن المروعة. |
Ben bunda her zaman iyi değilim ve bence çoğu insan da öyle değil. | TED | لست دائماً بارعاً في ذلك، وأتصور أن معظم الناس ليسوا كذلك. |
Çok zengin değilim, ve tecrübeli birine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | أنا لست شديد الثراء، و سَأَحتاجُ شخص ما ذو خبرة. |
Ama parasız değilim ve ailem de yok. | Open Subtitles | لكنني لست مفلس ولا عندي عائلة فلماذا أبقى بالخارج طول الوقت؟ |
Tercümandan başka birşey değilim, ve güzel masal anlatamam. | Open Subtitles | أنا لست الا مترجم ولست جيد فى حكاية القصص |