Ama ben her zaman hikayelerin de benzer bir etkisi olduğuna inanmışımdır. | TED | إلا أنني لطالما اعتقدت أن للقصص تأثير مماثل علينا. |
Daha önceki kurbanlardan birinde de benzer bir iplik bulunmuştu ve laboratuarın hala kaynağını belirlemesini bekliyoruz. | Open Subtitles | أي ليف مماثل وجد في واحد الضحايا السابقين، ونحن ما زلنا ننتظر للمختبر لتقرير مصدره. |
Biliyorum, sana artık her şey bitmiş gibi geliyor ama inan bana, ben de benzer bir durumdayım. | Open Subtitles | وأعرف أن كل شيء يبدو .. معدوماً الأن وصدقني، أنا بموضع مشابه |
Ama bilirsiniz, düşününce ikisi de benzer süreçlerdir. | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، إنها إجراءات مشابه إلى حد كبير، عندما تفكر في ذلك. |
Aynı şekilde diğer ülkelerde de benzer hikayeler var. | TED | و لكن هناك قصصًا مشابهة من البلدان الأخرى أيضًا. |
Resmi rapora göre bu tip uçaklar daha önce de benzer kazalar yapmış. | Open Subtitles | طبقا للتقرير الرسمي, هذا النوع من الطائرات كان لديه ستّ مراحل مماثلة مؤخرا |
-Evet, benim de benzer bir görevim var. | Open Subtitles | إن لدي مشكلة شبيهة بذلك لابد أن اختار شخصا ما |
ve gaz tüketimim düştü. Termostat ve ısıtma sisteminin zamanlamasıyla oynayarak gaz faturalarımı yarıdan fazla azalttım. Elektrik tüketimi için de benzer bir hikâyem var. | TED | ما الذي أحدث فرقاً. واستهلاكي للغاز انخفض لأني بدأت أعبث بالترموستات و التوقيت الخاص بنظام التدفئة و طرحت أكثر من نصف فاتورة الغاز بهذا هنالك قصة مشابهه في استهلاكي للكهرباء |
İşe yarar mı bilmiyorum, ama Eskiler'in de benzer bir vebadan öldüklerini biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أن القدماء كادوا يتعرضون للإبادة بسبب وباء مماثل |
Bouvier ve Kennedy'lerin beraber yedikleri ilk yemekte de benzer bir neşe ve olağanüstü durum hissi mevcuttu. | Open Subtitles | انا أتخيل ذلك , عندما البوفريز و آلكيندي كسروا الخبز لأول مرة كان هنالك شعور مماثل من الفرح والاستعجال |
72. sayfayı açarsanız ben de benzer bir çözüme varmıştım zaten. | Open Subtitles | تستطيع أن تري أنِ توصلتُ الي استنتاج مماثل |
Hissede de benzer bir soyutlama yaparız. | Open Subtitles | يمكننا إنشاء تجريد مماثل من الأوراق المالية |
Ben de benzer bir şey yaptım ama benimki baltalarla. | Open Subtitles | أنا أقوم بشيء مشابه لهذا ولكن باستخدام الفؤوس |
MIT açık ders malzemeleri, bir başka açık içerik sitesi de benzer bir sayıda ziyaret alıyor, ama bunu nasıl koruruz? | TED | مقررات MIT المفتوحة، التي هي موقع محتويات آخر ضخم، يحصل على عدد مشابه من الزيارات، لكن كيف يمكننا حماية هذا؟ |
Bazı diğer köprüler için de benzer tasarımlar kullanılmıştı fakat Roebling'in planının kapsamı hepsini gölgede bıraktı. | TED | تم استخدام تصميمات مشابهة لبعض الجسور الأخرى لكن مجال خطة روبيلينغ هنا كان الأكبر بينها جميعًا |
Sizin de benzer bir emir vermenizi tavsiye ederim, efendim. | Open Subtitles | أقترح عليك سيدي أن تعتمد قواعد مشابهة في الصرامة |
Bizim ülkemizde de benzer bir düşünce süreci veya program var mı, konuşmalarınızdan ve etrafınızdaki kişilerden esinlenen? | TED | أهناك فكرة مماثلة أو برنامج في بلادنا أيضًا مستوحى من أحاديثك، وأولئك الذين حولك؟ |
Ülkenin diğer yerlerinde de benzer odalar vardı. | TED | كان هناك غرف مماثلة في أماكن أخرى عبر البلاد. |
Alison'ın şu anda bulunduğu yer konusunda en acı veren şeylerden biri de benim de benzer deneyimleri yaşamış olmam. | Open Subtitles | واحد من أكثر الأمور المقلقة بشأن وجود آليسون في المكان الموجودة فيه حالياً هو أنه كان لدي تجربة شبيهة. |
Jenkins ailesi Laurie'yi Internet'ten bulduklarından şüphelinin de benzer bir yöntem izlediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | الان، بما ان عائلة (جانكيس) وجدوا لورى) عبر الانترنت) نعتقد ان الجانى ربما يستخدم وسائل مشابهه |