Milyon yıldır bu işi tek başıma yapıyorum ve gayet de iyi gidiyor. | Open Subtitles | أنا أقدم العروض بشكل منفرد لملايين السنين و الأمور تسير بشكل جيد جداً |
Ve aramız şu an eskisinden de iyi. Kulağa çılgınca gelebilir ama, sanırım bu kıza gerçekten âşık oluyorum. | Open Subtitles | والآن نحن أفضل مما قبل ، انظري أعرف أن هذا يبدو جنوني ، ولكنني لربما أحب هذه الفتاة |
Düşünme kısmı sana ait. Ve bu sefer de iyi bir fikirle geldin. | Open Subtitles | أنت الذي يقوم بالتفكير، وقد أتيت هذه المرَة بفكرة جيدة أيضاً |
Ben hayvanlar için iyi olanın iş için de iyi olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أؤمن بأنه ما هو جيد للماشيه هو جيد أيضاً للعمل |
Aslında, ben de iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم، فلا أشعر بأنني بخير أيضاً |
Bir de iyi tarafından bak. Yeni bir gücün var. | Open Subtitles | حسناً، أنظري إلى الجانب المشرق فلقد حصلتِ على قدرة جديدة |
Teşekkürler. Bende de iyi bir tane var. Sadece onu göremem. | Open Subtitles | لا شكرا انا عندى واحد جيد ايضا لكنى لا استطيع رويته |
Refleksler normale döndü. Kalp de iyi görünüyor. | Open Subtitles | ردود الفعل عادت طبيعية القلب يبدو جيداً أيضاً |
Sana, takip haberinde de iyi iş çıkarmanı ve para kazanmak için... kızarmış ezik çiçek kritikleri yapmadığın için minnettar olmanı söylüyorum. | Open Subtitles | أخبرك لتقوم بعمل جيد في المتابعة وتكون سعيداً أنك لا تتقاضى أجراً مقابل الكتابة عن تفتح اليقطين المقلي |
Eşlerine göre, günde ortalama olarak daha uzun süre çalışıyorlar. Gerçekten de iyi, ilgili babalar olmak istiyorlar. | TED | ويعملون لساعات مدفوعة أكثر، بشكل وسطي، أكثر من زوجاتهم، ويريدون بصدق أن يكونوا، آباء جيدين ومندمجين بحياة أطفالهم. |
- Onlar seni aradığında bu pek de iyi bir şekilde sonlanmaz. | Open Subtitles | هؤلاء الاشخاص هم من يبحثوا عنك وهذا عادةً لا ينتهي بشكل جيد |
Ve dinleri derinden araştırmak bize hayatın pek de iyi gitmeyen yönlerinin içyüzünü anlama konusunda oldukça yardımcı olabilir. | TED | ودراسة شاملة للدين يمكنها ان تعطينا نوع من الرؤى حول مناطق من الحياة لا تسير بشكل جيد. |
Pekala, büyük olana attırırdım. Ayrıca elimdekinden de iyi değiller. | Open Subtitles | حسنا إذا, لقد إستمنيت على نهود أكبر من تلك وهذه ليست أفضل مما حصلت عليه في الواقع |
Evet, benim de iyi haberlerim olabilir. | Open Subtitles | نعم، أنا رُبَّما عِنْدي أخبار جيدة أيضاً |
Ben de iyi kullanırım ha. Satan adam öğretti. | Open Subtitles | أستطيع قيادتها بشكل جيد أيضاً الرجل الذي قام ببيعها لي علمني كيفية هذا |
-Siz de iyi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | -شكراً لك, أنت تبدو بخير أيضاً |
- Bir de iyi tarafından bak... Ulusal televizyona çıkacaksın. | Open Subtitles | أجل، ولكن انظر للجانب المشرق ستظهر على التلفاز الوطني |
Benimki de iyi. Bu İncilden, bilirsin. | Open Subtitles | ما اردده جيد ايضا انه من الانجيل كما تعلم |
Seninkinin de iyi olacağına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن زوجتكَ سوف تبلي جيداً أيضاً |
Ayrıca tüm bu kızlar uzun zamandır ilgi görmemişlerdi biz de iyi bir iş çıkarmaya çalıştık. | Open Subtitles | و كل أولئك النساء لم يتلقو أي انتباه من الرجال لوقت طويل و قد قمنا بعمل جيد في ذلك النطاق |
Arkadaş olmakta pek iyi değiliz. İlişkide de iyi değiliz. | Open Subtitles | -لا ، نحن لسنا جيدين في الصداقة وليس في العلاقة |
Buraya bunu çözmek için cadısal bir şey bulabilirsin umuduyla gelmiştim ama sen pek de iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | لتبيّن علّتي ومساعدتي لمداواتها، إلّا أنّك لا تبدين كما يرام. |
Ben de iyi olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لذا اعتقدت انها ستكون بحال جيدة |
Bebek sağlıklı, Sen de iyi olacaksın tabii ki. | Open Subtitles | الطفل بخير ، وأنتِ ستكونين بخير كذلك. |
Kesinlikle. Ben de iyi hissediyorum | Open Subtitles | بالتأكيد،أنا أشعر بأنّي في صحة جيّدة أيضاً |
-Sağ ol anne, sen de iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | شكرا يا أمي وأنتي تبدين لطيفة أيضاً |