- Paris'de yaşamak keyifli olmalı. - Ama sen Paris'de yaşıyorsun. | Open Subtitles | ـ العيش في باريس يجب أن يكون مرحاً ـ لكنّك تعيش في باريس |
Bir insanın Mantattan'da yaşama şansı varken neden New Jersey'de yaşamak ister ki? | Open Subtitles | لا أفهم, لماذا ترد العيش في نيوجيرزي عندما تكون لديك الفرصة في أن تعيش في مانهاتن؟ |
Southie'de yaşamak istediğini söylemiştin. Burası güzel bir tesis. | Open Subtitles | قلت أنك تريد العيش في سجن سوتيهي انها منشأة جيدة |
Sonra kim Yabani Parsel'de yaşamak ister ki? | Open Subtitles | علاوةً، أنهم لا يريدون العيش في منتصف البقعة الشائكة. -مَن سيرغب في ذلك؟ |
Hep, neden Wisteria Lane'de yaşamak için, o kadar ısrarcı olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | دائماً كنت أتسائل، لماذا كنت مُصراً على العيش في جادة "ويستيريا". |
Sudden Valley'de yaşamak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيتوجب علي العيش في "سدن فالي" |
Wyonming de bir çiftliği olmasına rağmen, Brooklyn'de yaşamak için ısrar etti. | Open Subtitles | رغم أنّه يملك مزرعة في (وايومنغ)، فإنّه يُصرّ على العيش في (بروكلين) من أجل الأصالة. |
Star City'de yaşamak özel bir azim ister. | Open Subtitles | أنصت، العيش في مدينة (ستار) يتطلّب نوعًا خاصًا من المثابرة. |
Kore'de yaşamak... | Open Subtitles | العيش في كوريا... |
Ya ben Marais'de yaşamak istemiyorsam? | Open Subtitles | ماذا إذا لستُ أودّ العيش في (ماريز)؟ |
- Çin'de yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد العيش في (الصين ) |