Birinci Zümre'dekilerin potansiyel Tekrar için bir emanet bırakmaları yaygındır. | Open Subtitles | حسناً، إنه من الشائع لدى الناس في الوضع الأول أن يسمحوا بالثقة لأي تكرار محتمل. |
1917. Bu hepimizin yazma açısından her şeyin bir şekilde mükemmel olduğunu düşündüğümüz zamanlar çünkü "Downton Abbey"dekilerin hitabeti kuvvetli ya da öyle bir şeyler. | TED | 1917. هذا العام الذي نفترض جميعاً أن الأشياء المتعلقة بالكتابة كانت مثالية . لأن الناس في "دير داونتون" كانو فصيحين، أو شيء من هذا القبيل. |
Fransizlar ellerinden gelen her seyi yapiyorlardi ama tek umutlari ingiltere'dekilerin, isgalci ordunun ilerlemesinin ne oldugunu anlamalariydi. | Open Subtitles | -لكن الفرنسيين أعطوا كل شيء في الحقيقة وهذا أمر يدفع للتساؤل.. -إذا ما كان الناس في انجلترا يدركون ما يعنيه تقدم جيش غازي عبر بلد ما. |
Wall Street'dekilerin uzun-vade yatırımı dedikleri şeyde... | Open Subtitles | فيما يسمى استثمار .. "وول ستريت" طويل الاجل |
Wall Street'dekilerin uzun-vade yatırımı dedikleri şeyde... | Open Subtitles | فيما يسمى استثمار .. "وول ستريت" طويل الاجل |
St. Louis'dekilerin o saçmalıkları yutacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | (هل تعتقد أن الناس في (سانت لويس سيصدقون هذا الهراء؟ |
Orada insanlar işe gitmek için yaşarlar, yaşamak için işe gitmezler ki bu Montreal'dekilerin yaptığı bir şeydir bu yolculuk bunlardan uzaklaşmak ve yapmak istediği şeyi yapmak, sahneye çıkmak içindi. | Open Subtitles | كما تعلم، أخلاقيات العمل "أشخاصٌ يعيشون ليعملون بدلاً من أن يعملوا ليعيشوا الذي كان من طابع الناس في (مونتريال). |