Efsaneye göre bireysel duş bölmelerindeki deliklerin puro tutacağı olduğu söylenir. | Open Subtitles | تقول الاسطورة ان الثقوب في الحمام الفردي و أقسام أصحاب السيجار |
Bulduğumuz kara deliklerin çoğu iki ana tip olarak düşünülebilir. | TED | جميع الثقوب السوداء التي عثرنا عليها يمكن أن توضع ضمن مجموعتين رئيسيتين. |
Ancak kara deliklerin etrafındayken bu dayanaklar sarsılır. | TED | ولكن حول الثقوب السوداء، تهتز تلك الحقائق هزًا عنيفًا. |
Patente göre bu deliklerin filtrenin dudak kısmından itibaren 12 milimetre olduğunu söylemiştim. | TED | لقد أخبرتك أنه قد أقرت البراءة أن الفتحات يصل طولها 12 ملم من طرف حافة المرشح. |
Kara deliklerin eğdikleri zamanı kullanabilirmiyiz? | Open Subtitles | هل يُمكِننا استغلال خاصّيات تحريف الوقت للثقوب السوداء ؟ |
Stephan Hawking tarafından 1974 yılında keşfedilen bu hadise, kara deliklerin yavaş yavaş buharlaştığını göstermektedir. | TED | بعد أن اكتشفها ستيفين هوكنغ في 1974، تكشف هذه الظاهرة أن الثقوب السوداء تأخذ تدريجيًا في التبخُر. |
Bu deliklerin etrafındaki iyileşmeden anlaşılarak, trepanasyondan sonra günler, aylar, yıllar boyunca yaşamışlardır. | TED | بإمكاننا التقدير من خلال تعافي حواف الثقوب إذا عاشوا ايامًا, شهورًا, ام سنين من بعد الإجراء |
Lezzetlerinin yanı sıra bu deliklerin benzersiz dizilimi sayesinde, üflendiğinde, hoş bir ses çıkarıyorlar. | Open Subtitles | ليس فقط طعمها المميز ولكن تبعا للاماكن المميزه لتلك الثقوب فهى قادره عن طريق النفخ فيها |
Keman çaldığımızda hemen deliklerin üzerinden çalarız çünkü en güzel sesi oradan alırsınız. | Open Subtitles | حينا نعزف على الكمان نعتمد على هذه الثقوب لان الصوت يتردد هنا هنا الصدى الصوت جميل |
Gözlediğimiz Kara deliklerin bazıları o kadar harikulade ve... öylesine hızla dönüyor ve öylesine güçlü ki, bu yüzden maddeyi hızla dışarı attıkları bu uzun jet akımlarını oluşturuyorlar. | Open Subtitles | واحدة من غرائب الثقوب السوداء إنها قوية وسريعة الدوران بما يكفى لكى تصنع هذه النافورة الضخمة من مادة النجم |
Astronomlar neye bakmaları gerektiğini öğrenince Kara deliklerin peşine düştüler. | Open Subtitles | بعد أن فطن علماء الفلك إلى ما يبحثون عنه بدأوا فى رصد الثقوب السوداء الجائعة |
Bu tür şeyleri filmlerde görmüştüm. Kara deliklerin, başka bir evrene geçit olduğunu söylüyorlardı. | Open Subtitles | لقد رأيت أفلاماً وما إلى ذلك، وكانو يقولون أن الثقوب السوداء هي بوابات لعوالم أخرى |
Röntgenleri karşılaştırdım ve ön koldaki deliklerin fotoğraflarını büyüttüm. | Open Subtitles | لقد احضرت الأشعة السينية وكبر ت صورة الثقوب جميعها بشكل قطر دائرة |
Kara deliklerin, sadece yıldızların ve galaksilerin alemine hükmetmediklerini ortaya çıkardılar. | Open Subtitles | و لقد إكتشفوا أن الثقوب السوداء لا تحكم فقط عالم النجوم و المجرات |
Geniş düşünebilen birkaç kişi, kara deliklerin içinde neler olup bittiğini anlamak için artık dev adımlar atıyorlar. | Open Subtitles | يقوم بعض المفكرين الجريئين حالياً .. بالتقدم بخطوات عملاقة نحو فهم ما يحدث داخل الثقوب السوداء |
Einstein, büyük kütleli cisimlerin çekim güçlerinin; gezegenler, yıldızlar kara deliklerin, | Open Subtitles | وضَّح أينشتاين أن جاذبية الأجسام الضخمة .. مثل الكواكب و النجوم و الثقوب السوداء |
İnanılmaz bir zaman süresi sonunda kara deliklerin kendileri bile buharlaşacak ve kainat proton denizinden başka bir şey olmayacak. | Open Subtitles | وذلك بعد وقت من غير الممكن تخيّله سوف تتبد حتى الثقوب السوداء سوف لن يبقى من الكون شيء عدا بحر من الفوتونات |
Ayrıca bu deliklerin boyutlarını kontrol ederek bütün bu cephenin büyük doğal olarak havalanan piksellenmiş bir imaja sahip olacağını keşfettik. | TED | واكتشفنا انه بالتحكم بحجم الفتحات فأننا نستطيع تحويل الواجهة بكاملها الى صورة عملاقة طبيعية التهوية ومنقطة |
Afrika ovalarını gördüğümüz gibi sudaki deliklerin nerede olduğunu söyleyemeyiz. | TED | لا ندري أين الفتحات التي يتدفق منها الماء كما لو كنا في سهول أفريقيا |
- Evet, ama garip olan deliklerin onu sığmayacağı kadar küçük olması. | Open Subtitles | أجل، لكن الشيء الغريب أن الفتحات كانت صغيرة جداً لتسمح له بالسقوط بها |
Kara Delikler. Kara deliklerin muazzam çekim güçleri en uç noktaya iter. | Open Subtitles | قوة الجاذبيّة الهائلة للثقوب السوداء |