| Öyle ki devrimden hemen önce demiştik ki Mısır halkı hayatları hakkında daha kötü hissetmemişlerdi sadece bunu değil, bir de geleceklerinin daha iyi olmayacağını da düşünüyorlardı. | TED | إذن قبل الثورة تماما قلنا أن المصريين لم يشعروا بأسوأ من ذلك حول حياتهم، لكن ليس ذلك فقط، توقعوا أن مستقبلهم لم يكن بإمكانه أن يصبح أفضل. |
| Ucuz kurtulduk, demiştik. | Open Subtitles | قلنا أن هذه الأحداث كانت بمثابة ولادة من جديد |
| 4,100 dolar. 5,000'in altına düşmeyiz demiştik. | Open Subtitles | أرْبَعُمئَه وواحد قلنا بأننا لن نْنْزِلْ عن خمسه آلاف دولار |
| Ne demiştik yeni bir başlangıç mı? | Open Subtitles | مالّذي قلناه بشأن البدء من جديد ؟ نتسبببشنقنا. |
| 4,100 dolar. 5,000'in altına düşmeyiz demiştik. | Open Subtitles | أرْبَعُمئَه وواحد قلنا بأننا لن نْنْزِلْ عن خمسه آلاف دولار |
| Ölemezsın. Birlikte savaşacağız demiştik, unuttun mu? | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الموت لقد قلنا بأننا سنبقى سوية |
| O adaya gideceğimizi biliyordu. Bize gelebilir miyim diye sormuştu, biz de hayır demiştik. | Open Subtitles | كان يعرف أننا سنذهب لتلك الجزيره وطلب الذهاب معنا ولكننا قلنا لا |
| Eğer risk yoksa anlamı ne demiştik, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلنا أن لم تكن هناك مخاطره فما الهدف؟ |
| Üniversite dört yıI demiştik, o kadar. | Open Subtitles | لقد قلنا أربع سنوات في الجامعه وكان هذا ما نعنيه |
| Yola çıkmadan önce böyle demiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا هذا منذ اليوم الأوّل في هذه الرحلة |
| Hiç bir şey söylemeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | لقد خدعتني يالوكاس لقد قلنا بأننا لا نقول أي شيء بشأن ذلك الموضوع |
| Birlikte yapacaktık, öyle demiştik. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد اتفقنا. قلنا بأننا سنتخطى كل شيء نتخطى الأمر. |
| Gelecek Cuma demiştik, değil mi? | Open Subtitles | ربما يكون المال المجاني هو السبب أعتقد بأننا قلنا الجمعة المقبلة، صحيح؟ |
| Eve kimseyi almayacaksınız demiştik. Kuralları biliyordu. | Open Subtitles | لقد قلنا اننا لا نريد لأحد ان يأتي هو يعرف القواعد |
| Bundan asla bahsetmeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلنا أننا لن نتحدث عن هذا أبدا |
| Berbat gidiyor ama yürüteceğimizi söylemiştik. Yürütürüz demiştik. | Open Subtitles | لكنّنا قلنا بأنّنا سنجعله يعمل قلنا بأنّنا سنجعله يحدث |
| Birimiz nereye, ötekimiz oraya. Öyle demiştik. | Open Subtitles | أينما يذهب أحدنا يتبعه الآخر هذا ما قلناه |
| İlişkimiz ilk başladığında ne demiştik, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكري ما قلناه عندما التقينا أول مرة معا؟ |
| Kurbanın cesedinde bulduğumuz iki yara kan kaybından ölmesi için yeterli değil demiştik. | Open Subtitles | قُلنا بأن الجُرحين اللذان وجدناهما في جثة الضحية ليست كافية لإصابته بنزيف |
| Plandan şaşarsan oğlunu tehlikeye atarsın demiştik. | Open Subtitles | حذرناك مسبقا أن ابنك سيكون معرضا للخطر إن انحرفت عن مسار الخطة |
| Yapma baba, en önemli şey ne demiştik? | Open Subtitles | أبي، بربك، مالذي اتفقنا عليه على أنّه أهم شئ ؟ |
| Bu numarayı kullanmayacağız demiştik ama, ama sadece iyi olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا اتفقنا أن لا نستخدم هذا الرقم لكنني أردت فحسب الاطمئنان أنك بخير |
| Her konuştuğumuz kişiye göre değişiyor demiştik, ama hayatımız boyunca da değişiyor. | TED | سبق وقلنا أنّه يتغيّر حسب الشخص الذي تتكلّم معه ولكنّه يتغيّر أيضاً بشكل عام خلال حياتك. |