demir yolu çalışanları hâlâ yapabiliyorken buradan gittiklerine göre sanırım bizden daha akıllı. | Open Subtitles | أعتقدُ أن عُمال السكك الحديدية أعقلُ منا برحيلهم من هذه القرية بينما يستطعون |
Chicago gibi demir yolu merkezlerindeki ticaret merkezleri mısır çiftçilerini tek tip hâle getirilmiş bir mahsul yetiştirmeye teşvik etti. | TED | لوحات التجارة في مراكز السكك الحديدية مثل شيكاغو شجع مزارعي الذرة لزراعة محصول واحد موحد. |
...soruyu "demir yolu hattında mısınız?" şeklinde sormalıydınız. | Open Subtitles | أنه عندما تود أن تسأل هذا السؤال .. فيجب أن تقول : هل تعملين فى خطوط السكك الحديدية |
Diğer kiracılarımın odaları üst katta, 2 demir yolu çalışanı ve 1 öğretmen | Open Subtitles | المستأجرين الآخرين لدهم غرف في الطابق العلوي إثنان يعملان في السكك الحديدية والآخر مدرسة |
Tamam, cesedi, demir yolu şantiyesinin ortasında, arabanın içinde bulduk, yani uzayda öldürülmediği ortada. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، جسدها في سيارة في وسط ساحة للسكك الحديدية بكل وضوح لم تقتل في الفضاء الخارجي |
İki yıldan az bir sürede döşenen bin sekiz yüz kilometre demir yolu... | Open Subtitles | احتفظت ب 1000 ميل من السكك الحديدية في أقل من سنتين |
Japonya demir yolu çalışanlarından birinin hesabı, bir treni geri döndürebilir. | Open Subtitles | وإذا دخلت بحساب مسؤول في شبكة الخطوط الحديدية فسيتاح لك فعل ما ترغب فيه بشبكة السكك الحديدية |
Listendeki tekne sahipleri ile demir yolu çalışanlarını karşılaştır. | Open Subtitles | قارنى لائحتك عن مالكى القوارب مع موظفى السكك الحديدية |
demir yolu aramizinden geçen diğer bir güzergâh planlayacak. | Open Subtitles | شركة السكك الحديدية سوف تختار طريقاً بديلاً و يبعدوا النظر عن أرضينا |
Endüstriyel şehirlere ulaşım banliyö treni ile başladı: demir yolu hattı kenarında bulunan kır evi, insanların şehrin tadını çıkarmasına olanak tanıyordu ancak her gece geri dönmek koşuluyla. | TED | والذي يبدأ تسليمها في شكل ضاحية السكك الحديدية : فيلا الريف على طول خط السكة الحديد، الذي يسمح للناس بالتمتع بوسائل راحة المدينة ، والعودة الى الريف في كل ليلة. |
Yüksek hızlı demir yolu ağının Bangkok'u Singapur'a ve Vietnam'dan Myanmar'a ticaret koridorlarını bağlaması planlanan Güneydoğu Asya'yı ele alalım. | TED | دعونا نأخذ جنوب شرق آسيا، حيث شبكات السكك الحديدية عالية السرعة من المقرر أن تربط بانكوك بسنغافورة والممرات التجارية من فيتنام إلى ميانمار. |
Yeraltı demir yolu bile buradan geçti. | Open Subtitles | السكك الحديدية أسفل الأرض عبرت من هنا. |
Appleby'nin demir yolu çalışanlarını gidişine izin vermesi bütün köy için kötü oldu. | Open Subtitles | إن سماح السيد (آبلبي) برحيل عمال السكك الحديدية سيئٌ لكل من في القرية |
Geriye yüzde 22 kalıyor - yani bir çeyrekten daha az - bu da üzerindeki yük için, köprünün destekleyeceği şeyler için: demir yolu, kara yolu vb. | TED | هناك 22 بالمئة فقط من قدرتها - وهذا أقل من الربع - متاحة للحمولة، وهي الأشياء التي شُيد الجسر لدعمها: السكك الحديدية والطرق وما إلى ذلك. |
Mesela, burda bulunan Terrance kıtada bulunan en büyük demir yolu şirketinin varisidir. | Open Subtitles | (تيرانس) هنا هو وريث واحدة من أكبر ثروات السكك الحديدية في القارة |
Buraya bir demir yolu hattı getirtebilirsek akşam üzeri tereyağımızı yayar ertesi sabah Bristol ve Londra'daki masalara kahvaltıya yollarız. | Open Subtitles | اذا استطعنا الحصول على محطة للسكك الحديدية بالقرب من هنا يُمكننا أنْ نُخضخض الزبد خلال فترة ما بعد الظهيرة و ستكون على موائد الأفطار في (لندن) و (برستبول) في الصباح التالي |