Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
Ve bu insan deneyimleri spektrumundaki her şey nihayetinde bir spektrum boyu farklı durumlar üstlenen beyin sistemleri tarafından üretilir. | TED | وكل شيء في تلك السلسلة من التجارب البشرية تحدثُ أساسًا عن طريق أنظمة الدماغ التي تعتبر السلسلة من حالات مختلفة. |
Onların hayal ettiklerini bu deneyimlere yansıtmalarını ve bu deneyimleri kendilerinin yapmalarını istiyorum. | TED | اريدهم ان يكونوا قادرين على بناء مخيلاتهم حرفيا في هذه التجارب و جعلها خاصة بهم |
Ama güven bana, klasik üniversite deneyimleri asla kendiliğinden olmaz. | Open Subtitles | ولكن ثق بي، تجارب الكلية الكلاسيكية لن تحدث أبدا طبيعياً. |
Ve savaştan sonra birçok askerle röportaj yaptı ve savaşan adamların deneyimleri hakkında yazdı. | TED | وبعد الحرب أجرى حواراتٍ مع الكثير من الجنود وكتب عن تجارب الرجال في الحرب. |
Dış dünyadaki deneyimleri onu çok değiştirdi. | Open Subtitles | خبرتها في العالم الخارجي غيرتها |
Bazı anlık deneyimleri ve biraz da bilgiyi hafızaya almamıza izin verir. | TED | فهي تسمح لنا بحفظ بعض الخبرات اللحظية و القليل من المعرفة. |
Bu değişik deneyimleri yaşayan insanların sözlerini yazdı. | TED | واقتبس كلمات كل أنواع الناس الذين يُفترض أن لديهم أنواعا من هذه التجارب. |
Evet, her bir çalışma sayesinde bulmayı umduğumuz bazı deneyimleri anlatmaya çalışacağım. | TED | لذا سوف أحاول و أصف بعض من التجارب التي نقوم بالنظر إليها خلال كل مشروع من المشاريع. |
Kimliklerimizi yontan sancılı deneyimleri değil, sancılı deneyimler sonucu uyananan kimliklerimizi ararız. | TED | نحن لا نبحث عن التجارب المؤلمة و التي تشكل هوياتنا و لكننا نبحث عن هوياتنا في لحظة إستيقاظنا من تلك التجارب المؤلمة. |
Binalarımızın yaratttığı deneyimleri hayal etmeye başlayabiliriz. | TED | وبمقدورنا أن نبدأ في تخيّل التجارب الحياتية التي تصوغها مبانينا. |
Yani bu, binayı betimlemek ve tasarımlamak için bir yoldu, ama tabii ki deneyimleri paylaşmak için de. | TED | لذا فإنها كانت طريقة لرسم المبنى وتصميمه، ولكن بالطبع أيضًا لتوصيل تلك التجارب ببعضها. |
Son 10 yıldır çalışmalarımda hayale gelebilecek en kötü deneyimleri ayrıntılarıyla dinledim. Her gün. | TED | خلال العشر سنوات الماضية من عملي، تعرضتُ لقصص مفصّلة عن أسوأ التجارب التي يمكن أن تتخيلوها، ويومياً. |
Hipokampus duygularla ilişkilendirilir. Uzun dönemli hafızaya önemli deneyimleri geçirerek, hatırlamaya ve anı oluşumuna yardımcı olur. | TED | إن الحصين، المرتبط بشكل قوي بالمشاعر، هو الذي يساعد على التذكر عن طريق ترميز التجارب الهامة في الذاكرات طويلة الأمد. |
Sonuç olarak, yeni gücü daha iyi müşteri deneyimleri yaşamamızı sağlamak üzere nesneleri ölçeklendiren bir şeyden daha fazlası olarak düşünmeliyiz. | TED | في النهاية، فكر في القوة الحديثة كونها أكثر من مجرد الكيان الذي يقيم الأشياء التي تجعل لدينا تجارب مستهلكون أفضل قليلًا |
diye sordu. Elinde "Olumsuz Çocukluk deneyimleri" adlı çalışmanın bir kopyası vardı. | TED | وفي يده نسخة من دراسة بحثية اسمها دراسة تجارب التعرض للعنف في الطفولة |
"Olumsuz Çocukluk deneyimleri" çalışması, herkesin bilmesi gereken bir çalışma. | TED | دراسة تجارب التعرض للعنف في الطفولة إنها أمر يجب على الجميع معرفته |
Hepimizin deneyimleri var. Her gün her dakika bir şeyler farkediyoruz sevdiğimiz, nefret ettiğimiz, iyi olduğumuz, kötü olduğumuz şeyleri. | TED | فجميعنا لدينا تجارب. ونتعلم منها كل يوم وكل دقيقة؛ عما نحب ونكره؛ عما نجيد وفيمَا نفشل؛ |
Annelerinin beceri ve deneyimleri olmadan hayatlarının bu ilk kışını, sağ çıkarmaları imkânsız. | Open Subtitles | بدون مهارات أمهم و خبرتها... ما كانوا لينجوا من شتائهم الأول... . |
Bu acı verici deneyimleri yüzeye ne kadar çok getirirsek... onlarla başa çıkmak o kadar kolay olur. | Open Subtitles | كلما جئنا بهذه الخبرات المؤلمة فى الصدارة كلما أصبح التعامل معها أسهل |
Ve Yüce Tanrı'ya yine şükürler olsun ki, bize William kardeşi gönderdi ki deneyimleri ve geçmişteki görevleri ona ne kadar zahmet vermiş olsa da bize burada çok büyük bir hizmette bulundu. | Open Subtitles | ونحمد ربنا أيضاً على إرساله لنا الأخ ويليام والذي خبراته وواجباته السابقة . . |
Geçmiş deneyimleri kullanarak beyniniz dünya tecrübenizi öngörür ve oluşturur. | TED | بل بناءً على خبراتك السابقة، يقوم دماغك بتوقع وتشكيل تجاربك في العالم. |
oraya gitmelerine izin veriyorum ve kendi deneyimleri doğrultusunda, kanlı bir şekilde öğrenmelerine yanlış olarak adlandırdıkları bir şeyi nasıl yapmayacaklarına | TED | و أسمح لهم بذالك الخوض في ذلك و، عن طريق تجربتهم الخاصة، يتعلمون في طريقة دون دموية كيف يتجنبون ما يعتبرونه كشيء خاطئ. |
Hepimizin kullanabileceği deneyimleri var. | TED | ولدينا جميعًا خبراتنا الخاصة التي نستطيع استخدامها أيضًا. |