Bu ses, belli bir alanda dengeleyici rol oynayarak nötralize... | Open Subtitles | تستطيع في نطاق قطر معين ان تعمل تحييد وخلق توازن... |
Ben ayrıca iki başarılı patlamanın dengeleyici roketleri baskı altına alacağından endişeliyim, geçidi kara deliğin ufuk çizgisine yaklaştırabilir. | Open Subtitles | ,وأنا قلق من هذين الإنفجارين المتتاليين قد تطغى على إستقرار توازن الصواريخ وتقود البوابة أقرب إلى الحدث الأفقي للثقب الأسود |
Üçüncü seviyede dengeleyici madde olmadığından, gerçekleşmesi mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكن حدوث ذلك بما أن الجهاز مثبت على المستوى الثالث |
Üzerinde çalıştığım dengeleyici patlamıştı. | Open Subtitles | فقدتها عندما انفجر مثبت جاذبية كنت أعمل عليه |
Bu dengeleyici tehlike yansıtman, aslında olmadığının bir göstergesi. | Open Subtitles | مبالغتك في التهديدات دليل على أنها فارغة |
Bu dengeleyici tehlike yansıtman, aslında olmadığının bir göstergesi. | Open Subtitles | مبالغتك في التهديدات دليل على أنها فارغة |
Amcanın, senin dengeleyici gücüne ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | أنت وخالك يمكنكم تكوين قوة توازن |
Yani bu dengeleyici bir hareket. | Open Subtitles | لذا فهو فعل توازن |
dengeleyici bir hareket. dengeleyici bir hareket. | Open Subtitles | فعل توازن |
Ruh halini dengeleyici ile anti psikoz ilaç arasındaki farkı neydi ya? | Open Subtitles | ما الفرق بين مثبت المزاج ومضاد الذهان مرة أخرى؟ |