Adam emin değil. Bir tür hormonal dengesizlik olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | هو ليس واثقاً يعتقد بأنه نوع من عدم التوازن الهورمونى |
Ancak kimyasal dengesizlik hipotezinin çok yaygın olmasından dolayı psikiyatrik hastalıkların devresel temeli hakkında çok daha az bilgiye sahibiz. | TED | لذا لانعرف الكثير عن عن أساس هذه الدوائر من الإضطرابات النفسية بسبب هيمنة فرضية الخلل في التوازن الكيميائى |
Bu tamamen ondaki bir hormonal dengesizlik yüzünden. | Open Subtitles | وهذا من المؤكد أن هنالِك خلل في هرمون فيه |
Bu suçları işlediğiniz sırada sorumluluklarınızın bilincinde olmanızı engelleyecek şekilde zihinsel dengesizlik yaşıyormuşsunuz. | Open Subtitles | و فى وقت ارتكابك لهذه الجريمة كنتى تعانين من خلل فى التفكير أثرث كثيرا فى طريقة تفكيرك |
Keza psikopati, akli dengesizlik, sadelik bile bir tür deliliktir. | Open Subtitles | طبيعيا وعدم توازن عقلي. وهناك أيضاً تماماً جنون بنفسه |
4. tür de bizim adamımız gibi ağır akli dengesizlik sık sık sanrılara kapılma görülür. | Open Subtitles | القتلة بدم بارد والذين يتركون مسرحا اكثر فوضوية من هذا والطراز 4, مجرمنا يعاني من اضطراب ذهني كبير |
Posta çantasını bunca yıldır hep sağ omzumda taşıdığım için leğen kemiğimde dengesizlik oluştuğunu söylüyorlar ama ben onların dediklerine katılmıyorum. | Open Subtitles | يقولون بإنه عدم اتزان في الحوض بسبب حمل أكياس البريد على كتفي الأيمن طوال هذه الفترة لكنّي لا أتفق معهم |
Çoğu zaman bu dengesizlik, koşullar ve seçimlerin birleşimiyle meydana gelir. | TED | في أغلب الحالات٫ يحدث عدم التوازن نتيجة خليط من الظروف والخيارات الشخصية. |
Bu dengesizlik için temelde iki çözümümüz var: Ya ekonomi daha az küreselleştirilecek ve ulusal ekonomiye dönüştürülecek ya da politik sistem küreselleştirilecek. | TED | وهناك طريقتين لحل عدم التوازن هذا إما عدم عولمة الاقتصاد وجعل الاقتصاد محلي أو جعل النظام السياسي عالمي. |
Bazı insanların kafasının içinde kimyasal bir dengesizlik oluyor -- sen de onlardan birisin. | TED | فبعضهم يحدث له اختلال في التوازن الكيميائي للمخ بدون أسباب، ومن الواضح أنك أحدهم. |
Maddi ve manevi... ..gelişmemiz arasında bir dengesizlik söz konusu. | Open Subtitles | إختلالا في التوازن إذا أردت بين تطورنا المادّي و تطوّرنا الروحاني |
Doktor, kafamdaki kimyasal dengesizlik zıkkımında haklıymış. | Open Subtitles | ذلك الطبيب محق ولدي خلل في توازن عقلي الكيميائي |
Görüyorsun, eğer elektriksel dengesizlik varsa, | Open Subtitles | أتفهمني, إذا كان هناك خلل كهربائي |
Bu bir çeşit sapma ya da dengesizlik olabilir. | Open Subtitles | فقد تكون ظاهرة او خلل في أمر ما |
Burada Freud tarafından libido olarak adlandırılan ve hayatın ve ölümün ötesinde ...var olan, ölümsüz, sonsuz psişik enerjimiz ile kendi bedenimize ait ölümlü ve zayıf gerçekliğin arasında temel bir dengesizlik, boşluk söz konusudur. | Open Subtitles | هناك خلل أساسي وفجوة كبيرة بين طاقتنا النفسية والتي أسماها فرويد "اللبيدو"، تلك الطاقة الممتدة الخالدة الباقية فيما وراء الحياة والموت |
Kişide meydana gelen aşırı yorgunluk ve kimyasal dengesizlik hayali görüntüler görünmesini ve sesler duyulmasını tetikleyebilir. | Open Subtitles | تعب ذهني ولا توازن كيميائي ترى أشياء غير حقيقة .. |
Belki de Kyle kimyasal dengesizlik sıkıntısı çekiyordu. | Open Subtitles | ربما كان كايل يعاني من عدم توازن كيميائي |
Elde kalan diğer açıklama elektriksel dengesizlik. | Open Subtitles | الخيار الآخر الوحيد هو اضطراب كهربي |
Elde kalan diğer açıklama elektriksel dengesizlik. | Open Subtitles | الخيار الآخر الوحيد هو اضطراب كهربي |
Şunu söyleyebilirim, Claire'in dengesizlik geçmişi 48 saatten daha fazla. | Open Subtitles | يكفي القول، تاريخ اضطراب (كلير) كان لأكثر من 48 ساعة. |
Posta çantasını bunca yıldır hep sağ omzumda taşıdığım için leğen kemiğimde dengesizlik oluştuğunu söylüyorlar ama ben onların dediklerine katılmıyorum. | Open Subtitles | يقولون بإنه عدم اتزان في الحوض بسبب حمل أكياس البريد على كتفي الأيمن طوال هذه الفترة لكنّي لا أتفق معهم |
ve daha birçok şeyden de sorumludur. dengesizlik, pozitif geri bildirim döngüsüdür. | TED | يعتبر عدم الاستقرار حلقة تلقيم راجع إيجابي. |