Belkide deniz fenerine bakarak onu, garajın çatısıdaki ihtiyar halan olarak gören sensindir. | Open Subtitles | ربما كنت ترى منارة وتعتقد أنك ترى سيدة عجوز على سطح الجراج |
Beni bir deniz fenerine filan tıkamayacağınız kesin çünkü daha önce ben her şeyi yok ederim. | Open Subtitles | من الواضح أنّك لا تستطيع أن تحتجزني داخل منارة ما، لأنّه في فترة قصيرة، سأقوم بتدمير كلّ شيء... |
Her zaman gerçek bir deniz fenerine gitmek istemişimdir | Open Subtitles | اردت دائما ان اذهب الى منارة الحياة الحقيقة "هامبتونز" |
Eğer Ray ve Katy ile yürütemezsek sis düdüğünü çal, çünkü deniz fenerine taşınıyoruz. | Open Subtitles | و ان لم تفلح الامور مع راى و كايتى أطلقى صافرة الضباب لأنة وقت المنارة |
Fakat bu sırada Bayan Aldrin, eşinizle mutlaka deniz fenerine gidin derim. | Open Subtitles | أنصح بشدّة أن تلقي نظرة مع زوجك على المنارة |
Seninle deniz fenerine gitmeyi çok isterim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ الذهاب إلى الفنارِ مَعك |
Daha önce hiç deniz fenerine girdin mi? | Open Subtitles | هل دخلت منارة من قبل ؟ |
Ya, evet de, deniz fenerine taşınmadık ya | Open Subtitles | اجل, لكننا لم نذهب الي منارة. |
- Evet ama deniz fenerine taşınmadık ki. | Open Subtitles | اجل, لكننا لم نذهب الي منارة. |
Hurley beni bir deniz fenerine götürdü. | Open Subtitles | أخذني (هيرلي) إلى منارة. |
Jacob'ın deniz fenerine. | Open Subtitles | إلى منارة (يعقوب) |
O zaman deniz fenerine iki kişi taşıman gerekecek. | Open Subtitles | حسناً, إذاً سيكون لديك شخصان عليك جرهما إلي المنارة |
- Belki de deniz fenerine gitmek iyi bir fikir değildi. | Open Subtitles | اسمعي, ربما موضوع المنارة ليست بفكرة جيدة |
Baba, eğer şu deniz fenerine doğru yelken açarsak limana yanaşmayı başarabiliriz. | Open Subtitles | أبي، يمكننا أن نصل إلى الميناء. إذا تمكنا من الإبحار حول تلك المنارة. |
Sonunda deniz fenerine ulaşıyorlar mı? | Open Subtitles | أرجوكِ، أخبريني أنهم سوف يصلوا إلى المنارة في النهاية. |
İliklerine kadar ürperme hissettiğin cinsten bir gece babama biraz güvercin yahnisi ve ekmek götürmek için deniz fenerine yürüyordum. | Open Subtitles | تلك القشعريرة التي تنخر عظامكم، كنتُ أسير نحو المنارة لأجلب لوالدي بعض الحساء والخبز. |
Pekala, deniz fenerine gidin ve orada kalın, tamam mı? | Open Subtitles | حَسَناً ، إذهب إلى الفنارِ و إنتظر هناك |
deniz fenerine gönder lütfen. | Open Subtitles | أخرجْه إلى الفنارِ |
Boşver unut artık. Sadece deniz fenerine gidin. | Open Subtitles | إنسَي فقط اذهب إلى الفنارِ |