ويكيبيديا

    "deniz suyundan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مياه البحر
        
    • ماء البحر
        
    Eğer bu iki deniz suyundan birer damla alıp mikroskopta inceleyecek olursak bakteri ve virüs toplulukları böyle görünürdü. TED ولو كنا سنأخذ قطرة واحدة من مياه البحر من كل عينة ووضعناها تحت المجهر، هكذا ستظهر المجتمعات البكتيرية والفيروسية.
    Aşırı buharlaşma nedeniyle, deniz suyundan daha tuzludur ve neredeyse hayat yok. TED إنها أكثر ملوحة من مياه البحر بسبب التبخر الشديد، وبلا حياة تقريباً.
    Aslında çevredeki deniz suyundan çok daha yoğun olan tuzlu sudan oluşmuş yoğun bir çorba tarafından bir çıkıntı yaratılmıştı ve kum da yüz binlerce midyeden oluşmuştu. Open Subtitles في الحقيقة, فإن الحواف الملتفة وجدت بواسطة حساء سميك من ملح الماء الأثقل بكثير من مياه البحر المحيطة
    Evlerine ait tek bir tatlı su damlasını 8 milyon litrelik deniz suyundan ayırabilirler. Open Subtitles يمكنهم تمييز قطرة واحدة من نهر موطنهم بين ثمانية ملايين لتر من ماء البحر
    Buharın yanardağın içine akan deniz suyundan geldiğini sanabilirsiniz ama aslında su zaten kayanın içindedir. Open Subtitles ربما تعتقد أن البخار يأت من ماء البحر ، أسفل البركان لكن في الحقيقة الماء . موجود في الصخر أساسا
    Kan deniz suyundan daha yoğundur. Open Subtitles الدم أكثر سُمكاً من ماء البحر
    Sol altta deniz suyundan oluşmakta olan bir sedef resmi var. Bu, mineral ve sonra polimerden oluşan katmanlı bir yapı ve bu onu çok çok sert yapıyor. TED وفي أسفل اليمين توجد صورة للؤلؤة أم تتشكل من مياه البحر. أنها ذات بنية طبقية تتكون من معادن وبعدها مركب، وهو ما يجعلها متينة جداً جداً.
    Ritmik olarak kaslarını kasar ve gevşetir, deniz suyundan oksijen çeken solunum ağacı denilen iç akciğer benzeri bir yapı üzerine su çekip çıkarıyorlar. TED حيث تُرخي وتقبض عضلاتها بشكل منسجم، ساحبة الماء للداخل والخارج عبر هيكل داخلي يشبه الرئة يسمى شجرة جهاز التنفس التي تستخرج الأوكسجين من مياه البحر.
    Buranın suyu deniz suyundan bile tuzlu. Open Subtitles الماء هنا أكثر ملوحة من مياه البحر
    Bilirsiniz, ağaçların arasında olup ormanı görememe durumu. Aynı şeyin olduğunu bilmiyorlardı. İçlerinden biri bununla ilgili düşünüp şöyle dedi: "Tamam, peki; bu sadece deniz suyundan olan kristalizasyon -kendiliğinden düzenlenme- ise neden kabuklar sonsuz büyüklükte olmuyor? TED كما تعلمون، إنها صومعة، أناس في صوامع. لم يعلموا بأن نفس الشيء كان يحدث. لذا فكر بذلك أحدهم وقال، حسناً، إذا كان هذا عبارة عن تبلور فقط والذي يحدث تلقائياً في مياه البحر -تركيب ذاتي- إذا لم ليس المحار بحجم لا نهائي؟ ما الذي يوقف التراكم؟
    Ve arka taraflarında "kitap akciğerleri" denilen bir dizi plaka bulunur; bunlar sayesinde deniz suyundan oksijeni çekebilirler ve makul bir derecede nemli olduklarında benzer işlemi havadaki oksijen için de yapabilirler. Open Subtitles وعلى ظهورها هناك سلسة من الصفائح, (يطلق عليها (الرئى الكتابية التي تستخرج الأكسجين من مياه البحر ولكن تستطيع أيضا أن تقوم بالمثل من الهواء إذا أبقيت رطبة بشكل كافي
    600 milyon insan temiz suya ulaşamıyor ve Omar deniz suyundan etkili ve ucuz bir şekilde şehirlere bile yetecek ölçekte inşa edilebilecek bir arıtma şekli keşfetmişti. Open Subtitles يوجد حوالي 600 مليون شخص لا تصلهم مياه نظيفة واخترع (عُمر) طريقة لفعل ذلك من مياه البحر وهي طريقة ذات كفاءة ورخيصة الثمن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد