Zırhlı kıvrılan midye solucanları deniz tabanı boyunca ve içinde sürünürek yeni bir ekosistem yarattı. | TED | تتلوى دودة البطلينوس المسلحة زاحفة عبر قاع البحر وداخله خالقة نظاما بيئيا جديدا. |
Yapışkan tüp ayakları, vücut uzunluğunu hareket ettirir ve deniz tabanı boyunca kaymalarına izin verir. | TED | يمتلك أقداماً أنبوبية لزجة على طول جسمه تسمح له بالحركة سريعا على طول قاع البحر. |
Açıkta kalmış deniz tabanı Avustralya'yı neredeyse güneybatı Asya'ya bağlar. | Open Subtitles | ويجعل سطح البحر المكشوف استراليا مربوطة بآسيا الجنوبية |
Ve ardından deniz tabanı, derin karanlık sulara çöker. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ يهبط قاعَ البحر إلى المياه الأظلم والأعمق. |
Aşağı yukarı yüz yıl önce, bu deniz tabanı tümüyle otlarla kaplıydı. | Open Subtitles | حواليمنذمائةسنة مضت ،كان قاع البحر تماما مثل سرير من العشب، |
Bunun sonucunda bu bölgedeki deniz tabanı yükseltiler ve çukurlardan oluşan düzensiz bir yer olur. | Open Subtitles | و النتيحة أن قاع البحر هنا ، تحول إلى غير مستوي ، مرقع من الإرتفاعات و الإنخفاضات |
Buradaki deniz tabanı sürekli yer değiştirmektedir. | Open Subtitles | الأمر المهم هو أن قاع ، البحر هنا متغير بإستمرار |
Yıllar sonra Marie ve Bruce okyanus depremlerinin merkez üslerinin haritasını ışıklı masadaki deniz tabanı haritasının üzerine yerleştirdiğinde depremler yarılım vadisinin tam üzerine denk gelecekti. | Open Subtitles | بعد سنوات, عندما وضع ماري و بروس خريطة لمراكز هزات المحيط على طاولة ضوء فوق خريطتها لقاع البحر, |
Kıyıya yakın yerlerde, sığ deniz tabanı dalgaların hareketlerini kısıtlar ve böylece dalgalar, yüzeye yakın yerlerde dalga enerjisini yoğunlaştırarak daha kısıtlı bir alanda meydana gelirler. | TED | بالقرب من الشاطئ، يحجز قاع البحر الضحل حركة الأمواج في منطقة محدودة مقارنة مع باقي البحر، مركّزًا طاقة الموج بالقرب من السطح. |
Buzun sadece 10 metre altında deniz tabanı kalabalık midye yataklarıyla kaplıdır. | Open Subtitles | عشرةأمتارفقطأسفلالجليد، يكون قاع البحر مغطي بسجادة كثيفة من أفرشة "بلح البحر". |
deniz tabanı üzerindeki bu garip dairesel izler başarıIı bir ekip işi. | Open Subtitles | آثار دائرية غريبة بقاع البحر هي آثار مدهشة لفريق ناجح... |
Bu deniz tabanı toplaması çok etkili bir yöntemdir. | Open Subtitles | هذا الجمع في عمق البحر فعَّال ٌ جدا ً، |
Su altı çekimi uzmanı Hugh Miller'ın çözümü deniz tabanı üzerinde bir film stüdyosu inşa etmekti. | Open Subtitles | "حلّ المصور المتخصّص تحت الماء "هوج ميلير أن يبني استوديو تصوير على قاع البحر |
Ve kapladığı okyanus tabanı boyunca, deniz tabanı ve deniz tabanının altındaki tüm hacmi boyunca eşi benzeri görülmemiş bir bant genişliği ile inanılmaz miktarda enerji taşınmasını sağlayacak. | TED | والتي ستوفر طاقة بغزرة وسعة موجية غير معهودة عبر كل هذه الكتلة-- في المحيط الجاسم فوقها, على قاع البحر وأسفل من قاع البحر |
Sonunda deniz tabanı. | Open Subtitles | أخيراً، قاع البحر. |
Bu bölgedeki deniz tabanı bir açıdan buna benzer. | Open Subtitles | قاع البحر هنا يشبه شيء كهذا |
deniz tabanı. | Open Subtitles | قاع البحر |