Bir deprem gibi bir doğal afet sonrası oluşan enkazı düşünün. | TED | تخيل الركام الناتج بعد كارثة طبيعية مثل الزلزال. |
Pek çoğumuz kontrol edemeyeceğimiz savaş, terörizm, Haiti'deki trajik deprem gibi şeylerden endişe duyarız. | TED | معظمنا يقلق من أشياء لا يمكننا التحكم فيها مثل الحروب و الإرهاب مثل الزلزال المأسوي الذي هزَّ تاهيتي. |
Şok çok şiddetliydi ve kafatasının içinde bir patlamaya neden oldu bir deprem gibi. | Open Subtitles | الصدمه كانت عنيفه و سببت إنفجارا داخل الجمجمه مثل الزلزال |
deprem gibi aniden başlar, ağır ağır diner. | Open Subtitles | ينفجر مثل الزلزال وبعد ذلك يخمد |
Onların üzerine uçuş takımı koyunca ya da deprem gibi bir sarsıntı verince onların harika ayarlı ayaklarıyla beyin güçlerini hiç kullanmadan kendi dengelerini sağladıklarını gördük. | TED | عندما وضعنا عليهم حقيبة نفاثة ، أو أحدثنا لهم اهتزاز مثل الزلزال ، اكتشفنا أنهم بأعجوبة يثنون أقدامهم لتسمح لهم بتثبيت أنفسهم بدون استخدام أي مجهود عصبي . |
Tıpkı deprem gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الزلزال |
deprem gibi bir şeydi. | Open Subtitles | لقد كان مثل الزلزال |
deprem gibi sanki! | Open Subtitles | تكون مثل الزلزال! |