Ama yiyecek ararken kıyıdan çok uzaklaşırlarsa, daha derin sularda yaşayan büyük yırtıcı hayvanlarla karşılaşma tehlikesi doğar. | Open Subtitles | إذا ابتعدت عن الشاطئ كثيراً في بحثها عن الطعام، فإنها تخاطر بأنفسها في وجود مفترسات كبيرة تنتظر في المياه العميقة. |
Bu küçük balığı derin sularda bulamazsınız. | Open Subtitles | لن تجد هذه الأسماك الصغيرة في المياه العميقة |
Akıllanmış olmak anlamına geliyor. Daha derin sularda yüzüyormuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه أصبح ذكيّاً السباحة في المياه العميقة |
Efendin derin sularda yüzüyor. Yakında bir gün dalgaların altında boğulabilir. | Open Subtitles | ،سيّدك يسبح في مياه عميقة يوماً ما قريباً سوف يختفي تحت الأمواج |
Çok derin sularda yüzmek olurdu bu. Bana o tarz biri gibi görünmedi. | Open Subtitles | فسيكون يسبح في مياه عميقة جدًا، إنه لا يتعامل معي شخصيًا |
Kongo'da safariye çikar... derin sularda kesifler yapardim. | Open Subtitles | حين لم أكن أستكشف "الكونغو" كنت أعمل كغواص في أعماق البحار |
Bu kısa süreli ikramiyeden nemalanmak için büyük sürüler halinde derin sularda dolaşıyorlar. | Open Subtitles | أعداد كبيرة منهم تتقدم من المياه العميقة لإغتنام هذه الوفرة القصيرة. |
Şu an o denizaltıyı kimsenin bulamayacağı şekilde derin sularda istiyorum. | Open Subtitles | الآن, أريد هذه الغواصة في المياه العميقة حيث لا يمكن لأحد أن يجدها |
Kıyıdan çok açıklarda ve derin sularda yaşayan bir hayvan olduğundan, ve biz de tabanda çalışmıyor olduğumuzdan, Yanımda köpekbalığı kafesi getirmiştim, ve köpekbalığı biyologu arkadaşım Wes Pratt kafesin içinde. | TED | لانه هذه الفصائل تعيش في المياه العميقة وهو المكان الذي لا نعلم المعلومات الكافية عنه لقد اشتريت قفصاً للقروش وقد وضعت صديقي المتخصص باسماك القرش " ويس برات " داخل القفص |
Hayatlarının büyük bölümünü derin sularda geçirirler. | Open Subtitles | يقضون أغلب حياتهم في المياه العميقة. |
Greenland'de, yönetmen Nic Brown derin sularda yaşayan yakalanması zor olan köpek balığını avlayan Inuitleri çekmek istedi. | Open Subtitles | فياليابسةالخضراء، أراد المُخرج نيك براون تصوير الــ إنويت وهم يُمسكون بقرش اليابسة الخضراء المُراوِغ الذي يعيش في هذه المياه العميقة |
Kongo'da safariye çıkar... derin sularda keşifler yapardım. | Open Subtitles | حين لم أكن أستكشف "الكونغو" كنت أعمل كغواص في أعماق البحار |
derin sularda petrol arama işi buna buzlu Arktik denizi de dahil, adeta imkansız hala gelebilir. | TED | وهذا يعني ان نقوم بالتنقيب والحفر بحثاً عن النفق في أعماق البحار وفي القارات المتجمدة تلك التي يكون احتمال " تنظيفها " مستحيلاً بعد عطبها |