Birisi dul ise niye dul kalmış deriz de dullanmış demeyiz? | Open Subtitles | إذا كان شخص ما أرملا. لماذا نقول ترمل ولا نقول مترملا؟ |
Normandie ve Batı arasında... burada biz ona... küçük yirmilik deriz. | Open Subtitles | بين مجمع نورماندي والغرب نقول هذا عشرين , عشرين , عشريني |
Benim memleketimde kızlara böyle deriz özellikle de senin gibi güzel olanlara. | Open Subtitles | في قريتي نطلق على جميع الفتيات هكذا خصوصا عندما يكونن جميلات مثلك |
Gelseler de onlara araba bozuldu veya böyle bir şey deriz. | Open Subtitles | حتى لو عادوا سنقول لهم أن السيارة تعطلت شيئا كهذا |
Belki tek bir hücrenin genetik bilgi dizisinde veya DNA üzerinde bir yazım hatası olur, buna mutasyon deriz. | TED | ربما إحدى الخلايا و الحمض النووي الخاص بها يتلقى تعليمات مع خطأ مطبعي و هذا ما نسميه الطفرة |
Bu sahnedeyim çünkü güzel ve beyaz bir kadınım ve benim işimde, biz buna "seksi kız" deriz. | TED | وأنا على هذه المنصة لأنني امرأة جميلة، وبيضاء، وفي مهنتنا نسمي ذلك فتاة مثير. |
Burada onlara hapishane deriz. | Open Subtitles | هنا نسميها سجوناً و هناك يسمونها معسكرات إعتقال |
Gerçek başarı böyledir ve atletlerin dünyasında buna çift taraflı kazanç deriz. | TED | هذا ما يبدو عليه النجاح الحقيقي، وفي عالم الرياضيين هذا ما ندعوه فوز للجميع. |
Bir kadın erkeği tokatlarsa "adam mutlaka bir hata yapmıştır" deriz. | Open Subtitles | ولو المرأة صفعت الرجل نقول لابد أن الرجل أرتكب خطأ ما |
Nasıl olur da bu adam bizi anlıyor veya anlamıyor deriz? | TED | لماذا نقول هذا الشخص يفهم وهذا لا يفهم؟ |
Bir daha asla deriz, ancak tekrar tekrar gerçekleşir. | TED | نقول لا للحرب، ولكنها مع ذلك تحدث مراراً وتكراراً. |
deriz ki, ışın şu yönden geldi dolayısıyla gökada da şurada olmalıdır, tamam mı? | TED | لذلك نقول ، أن شعاع الضوء قادم من هذا الإتجاه ؛ يجب أن تكون المجرة هناك ، حسنا. |
Yani, işte, gerçekten tartışır ve münazara ederiz, deriz ki, sebebi iklimdir, topraktır, falan filan. | TED | حسناً، اوتعرف، نحن نتناقش كثيرا حول ذلك فمرة نقول انه الجو ، او التربة او ذلك الشيء. |
Ama Musevilikte biz deriz ki, her zaman bir orta yol olmalıdır. | TED | وفي اليهودية نقول ان خير الامور هي الوسطى |
Buz hareket etmeye başlayacak gibi toparladığında biz ona buzul deriz ve isim veririz. | TED | عندما يبدأ الجليد في تلك الحالة بالتّحرك، نسمّيه كتلة جليديّة و نطلق عليها اسما. |
Buraya bahçe deriz, çünkü onları besleyip su veririz. | Open Subtitles | نحن نطلق عليها المزرعة لأن كل ما نفعلة هو أطعامهم |
Bi talibi çıktı deriz. Yakup'un arkadaşı. | Open Subtitles | سنقول أن خطيبًا ظهر لها هناك، وهو صديق ليعقوب |
Bizim orada kendisine "Mucize Adam" deriz. | Open Subtitles | أجل. في الديار نسميه بالعامل المعجزة. بالتأكيد. |
Tıpta bu kırışıklığa alerji selamı deriz. | TED | في الطب، نسمي ذلك التجعد بعلامة الحساسية |
Ona Kendra deriz. 10 mevsim önce geçitten geldi ve götürüldü. | Open Subtitles | نحن نسميها كيندرا منذ 10 مواسم عبرت من البوابه، وسحبت |
Biz ona Hokkabaz deriz. | Open Subtitles | نحن ندعوه المشعوذ. ليس لي معرفه حقاً برجل مثله. |
Genellikle buna dalgınlık deriz ancak aslında olan yürütücü işlevde bir sapma yaşıyor olmamızdır. | TED | وعادة ما ندعوها بالسهو، ولكن ما يحدث حقًا هو أن هناك هفوة تحدث في الوظيفة التنفيذية. |
Buna katılıyoruz, fakat ülkemizde buna şöyle deriz." | TED | وموافقون عليه، ولكن هذا ما نقوله في دولتنا." |
Retinamız çok küçük bir enerji aralığıyla, ışığa duyarlıdır ve o ışık aralığına, görünür ışık deriz. | TED | شبكية العين حساسة فقط للضوء ذي الطاقة المنخفضة لذلك فنحن نسمّي ذلك المجال الضوئي بالضوء المرئي. |
Satıcılar arabayı almak için buraya gelirler ama araba olmaz paraya çeviririz, denize düştü deriz bilgisayardan kaydını sileriz. | Open Subtitles | المروج يأتي إلى هنا بشكل طبيعي يريد سيارته ولكنها ليست هنا لقد قمنا ببيعها ونقول أنها وقعت في المرفأ |
Sen ve adamların depoyu soyarken yakalandınız ve meslekte buna "su götürmez bir biçimde" deriz. | Open Subtitles | أنت ورجالك تم ضبطكم تنهبون المخزن. في التجارة، ندعو ذلك الحقوق الميتة. |
Senin gibilerine ne deriz biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ماذا ندعوا البنات أمثالك؟ |
Kimyasal sızıntı deriz. Adamlarımı yolluyorum. | Open Subtitles | سنسميه تنظيف كيميائي سأجعل رجالي يهتمون بالأمر |
Efendimiz işte bu dağdır. Bu yüzden kendisine öyle deriz. | Open Subtitles | إنّ اللوردَ هو ذلك الجبلِ لذا نَدْعوه الجبلَ |