Amerika Çin'in parasını Etiyopya'nın sürdürülebilir tarlalarını destekleyecek tarım programları için kullanmayı öneriyor. | Open Subtitles | الولايات المتحدة تقترح استخدام المال الصيني لتمويل البرامج الزراعية لدعم المزارع الإثيوبية الدائمة |
Bu iftiralarınızı destekleyecek herhangi bir kanıtınız yoksa şayet, gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | بما انهُ ليسَ لديكَ دليل لدعم مطالبكَ الإفترائية عليّ أن اذهب |
Fakat hikayesini destekleyecek hiç bir yara izi veya fiziksel bir kanıt yoktu. | TED | ولكن كانت هناك لا ندوب المادية أو أي نوع من الأدلة المادية التي يمكن أن تدعم قصتها. |
Bu teoriyi destekleyecek başka kanıtlar da var. | TED | وهناك المزيد من الأدلة التي تدعم هذه النظرية أيضا. |
Hiç içinizde gerçekleri destekleyecek kimse yok mu? | Open Subtitles | أليس هنالك واحد بينكم سيدعم الحق؟ أجيبوني |
Amacımız kentsel korsanlardan oluşan küresel bir ağ oluşturmak, böylelikle mevcut sistem üzerinde yenilik yapacaklar, yerel hükûmetleri destekleyecek ve vatandaşları güçlendirecek, köklü sorunları çözecek araçlar icat edecekler. | TED | هدفنا هو إنشاء شبكة عالمية من القراصنة المدنيين الذين يبتكرون على نظام موجود من أجل بناء الأدوات التي سوف تحل المشاكل المتجذرة، والتي ستدعم الحكومة المحلية، وسوف تمكن المواطنين. |
Söylüyorum sana, kararını destekleyecek ne evraka ne de rapora sahibim. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بأنه ليس لديّ التقرير أو الإجراءات اللازمة لدعم قرارك |
Ve bu esnek geleceği destekleyecek bir altyapıya sahip olmalıyız. | TED | ويجب علينا ان يكون لدينا بنية تحتية تكون صممت لدعم هذا المستقبل المرن |
Özetlemek gerekirse size iddiamı destekleyecek üç sebep sundum. İlki, İsrail'in savunmada açıkça duyma engelli askerlere yer verdiği. | TED | لكي أختصر، عرضت ثلاثة أماكن لدعم ادعائي، الأول، يقبلُ الدفاع الإسرائيلي الجنود الصم بشكل علني. |
Sonrasında bir etkinlik yaratırlar, bunun de ötesinde, bunu destekleyecek bir kurum oluştururlar. | TED | ثم يتطور الأمر لترتيب حدث، وفوق هذا إيجاد مؤسسة لدعم الحدث |
Başka bir deyişle, bu olduğunu iddia ettiğiniz konuşmayı destekleyecek hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | من الناحية الآخرى، ليس هناك دليلاً لدعم هذه المحادثة الوهمية التي قمت بوصفها. |
Tabii, eski alna el koyma yöntemini deneyebilirsiniz ama bunu destekleyecek sıfır bilimsel kanıt var. | TED | بالتأكيد باستطاعتك تجربة الحيلة القديمة لليد على الجبهة، ولكن لا يوجد أي أدلة علمية تدعم هذة الحيلة |
Böylesi yüksek yetkilerin denetimi, elbette ki, onu destekleyecek olan polis teşkilatının elindedir. | Open Subtitles | اختبار أي من هذه السلطات هو ، بالطبع ، قوة الشرطة التي تدعم ذلك. |
Elinizde gerçek belge anlamında bu belgeyi çürütebilecek, hatta iddialarınızı destekleyecek herhangi bir şey var mı acaba? | Open Subtitles | هل لديك بالإضافة لهذه الورقة أي مستند فعلي والتي يمكن أن تدحض هذه الورقة والتي بالتالي تدعم مزاعمك؟ |
Bir uzmana ihtiyacım yok. Sektörü destekleyecek birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لستُ بحاجة لخبير، إني بحاجة لثمّة من سيدعم الصناعة |
Bu gördüğümüz polise ihbar edeceğim onlar da doğru olsa da, olmasa da rapor edecekler bazı gerçekler bunu destekleyecek, bazıları ise desteklemeyecek ama insanlar duydukları şeye ve polis raporuna göre kendi kararlarını verecekler ve kardeşin tutuklanacak. | Open Subtitles | و سأخبر الشرطة باني رأيت ذلك و سيعدون تقريرا بغض النظر عن صحة ذلك من عدمها بعض الحقائق ستدعم ذلك، وبعضها لا |
Bunun dışında kaçırılma teorinizi destekleyecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما يؤيد قصة أختطاف زوجتك سوى هذا السوار |
Bizim gibi omurgalıların, vücutlarımızı hareket etmemizi sağlayacak eklemlerle destekleyecek sert bir iskelet yapıları vardır. | TED | كما أن الفقاريات مثلنا لديها هيكل عظمي صلب لتدعم أجسامنا، مع وجود المفاصل التي تسمح لنا بالحركة. |
Güçlülerin güçsüzlere uyguladığı acımasız bütün baskıları gerçekten destekleyecek misiniz? | Open Subtitles | هل أنت مستعد فعلاً لتأييد قمع وإستبداد الأقوياء على الضعفاء؟ |
Mavi yakali, Irlandaki Katolik Babasi olan, cok fazla icen, ve ailesini destekleyecek nerdeyse yetecek kadar para kazanan birisin. | Open Subtitles | من ذوي الياقات الزرقاء أب إيرلندي كاثالوكي يشرب كثيراً وبالكاد يجني المال ليدعم عائلته |
Ve ikisinin de bu boyuttaki bir kuş yaşamını destekleyecek besini üretmesi olası görünmüyor. | Open Subtitles | لا يَبْدو مكان جيد لانتاج الغذاء لدَعْم حياةِ الطيرِ على هذا المِقياسِ. |
Seni destekleyecek kadar aptal olduğumuz için. | Open Subtitles | لأننا كنا حمقى بما فيه الكفاية , لندعمك |
Tamam, mahkemenin insanların vahşi olduğu iddialarını... destekleyecek kanıtları olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نوافق على أن هناك أدلة تعضد الاتهام بأن البشر كانو همجا |
Ama beni bu parlayan yolda desteklemezsen destekleyecek başka bir hastane bulurum. | Open Subtitles | ولكن إذا لم تدعمني، وتحرق كل ذلك العمل بعد ذلك سأبحث عن مستشفى آخر من شأنها ان تدعمني |
- Su meselesini halledersek, bizi destekleyecek. | Open Subtitles | - اذا توصلنا لحل مشكلة المياة, فسوف يدعمنا |
Beni destekleyecek iki düzine polis memuru vardı. | Open Subtitles | لدي دزينتان من الشرطة التي ستدافع عني |
Meksika'daki topluluklarda kökleşmiş bir hareketi destekleyecek bir fon başlatmak istedi. | TED | أرادت أن تبدأ صندوقًا يدعم الحركة التى من شأنها أن تكون متجذرة في المجتمعات في المكسيك. |