Kimse kaybolmamıştı fakat su yükselmeye devam ediyordu. | TED | لم يفقد أحد هناك و لكن استمرت المياه بالتصاعد |
O sırada, arabanın üstüne taş yağmaya devam ediyordu. | Open Subtitles | استمرت الأحجار بالإصطدام بالسيارة طوال الوقت |
Greg'in progblemleri bitmişti ama benimkiler gelmeye devam ediyordu. | Open Subtitles | لقد انتهت مشكلة، غريغ ولكن مشكلتي استمرت في العودة لمطاردتي |
Aylardır devam ediyordu, ve yorulmuştum. | Open Subtitles | واصلت بذلك لمدة شهر وبعدها تعبت أبي |
Ve Robin de Metro News'ün yüksek gazetecilik standartlarını savunmaya devam ediyordu. | Open Subtitles | "ميترو نيوز 1" و "روبين" واصلت الإستحواذ على "ميترو نيوز 1" المواصفات الصحفية العاليه لـ"ميترو نيوز 1" |
Yarışkesinlikle devam ediyordu. | Open Subtitles | السابق كان جارياً بالتأكيد |
Ayrıca durdurulamazdı; silah, ateş ve yüksek sıcaklık... Ne fırlatırsan fırlat, tekrar büyüyor ve taşkınlığına devam ediyordu. | TED | لا يُمكن القضاء عليها. بالأسلحة أو النار أو الحرارة العالية أي كان ما تُلقيه عليها، تنمو مُجددًا وتستمر بالدمار. |
Kuluçka dönemindeki yüzeye kuyruklu yıldızlar çarptıkça yüzeyin ısısı artmaya devam ediyordu. | Open Subtitles | استمرت المذنبات في التحطم إلى السطح المكتئب، رفع درجة الحرارة مع كل ضربة |
Sahtekâr işadamlarının yanlış uygulamaları ve rüşvetçi devlet adamlarının, çıkarlarını gözetmesi nedeniyle bölgesel anlaşmazlıklar, aralıksız devam ediyordu... | Open Subtitles | و مع ذلك, استمرت النزاعات الإقليمية دون توقف, و كذلك الممارسات الجائرة من قبل المرتزقة المتنفذين و رجال الأعمال, و أفعال الموظفين الفاسدين التي هدفت إلى جمع الأرباح. |
Aşağı tabaka ve dünyanın en zengin adamı olan Senatör Marcus Crassus tarafından yönlendirilen zenginler arasındaki... iç savaş, yıllardır devam ediyordu. | Open Subtitles | الحروب الأهلية الدامية استمرت لأعوام بين العامة وخصومهم العائلات النبيلة0 يقودهم شخص مثل ماركوس كراسس اغني رجل في العالم |
Günden güne, alışveriş yapmaya devam ediyordu. | Open Subtitles | يوماً بعد يوم, استمرت بشراء الملابس |
Ama bizim için de hayat devam ediyordu. | Open Subtitles | ولكن استمرت الحياة بالنسبة إلينا أيضاً |
Bu arada, savaş devam ediyordu. | Open Subtitles | وخلال ذلك، استمرت الحرب |
Biz büyüyorduk ve Larry nin hayat dersleri devam ediyordu. | Open Subtitles | خلال نشأتنا , دروس الحياة الخاصة بـ (لاري) استمرت |
Neden yapmaya devam ediyordu peki? | Open Subtitles | لماذا استمرت بفعله |
Hiçbir zaman bitmemiş, çürümeye yüz tutmuş sarayında, yalnız, uzakta, nadiren ziyaret edilen, hiçbir zaman fotoğraflanmamış, basın kralı, gerilemekten olan imparatorluğunu yönetmeye devam ediyordu. | Open Subtitles | ...و لوحده في الانهائي ...قصر الترف و البهجي الذي صدأ للتو ...و المنعزل و قليل الزيارة ...الذي لم يصوره حتى الان ...امبراطورية من الصحافة واصلت الى الامبراطورية الخاسرة |
Neden yapmaya devam ediyordu peki? | Open Subtitles | لمَ واصلت إعدادهم؟ |
Yarış kesinlikle devam ediyordu. | Open Subtitles | السابق كان جارياً بالتأكيد |
Asla "uyanmıyor". 90 dereceden büyük açılara sahip geniş açılı üçgen normal bir şekilde uyanıp büyümeye devam ediyordu. | TED | لا يستيقظ مُجددًا. أما المُثلث المُنفرج الزاوية، الذي أحد زواياه أكبر من 90 درجة، ينشط مُجددًا ويستمر بالنمو. |