ويكيبيديا

    "devam etmek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لمواصلة
        
    • لإكمال
        
    • للاستمرار
        
    • وافقت أن أكمل
        
    • ننجُ لكيّ نواصل
        
    • ليبقي نفسه
        
    • للإستمرار في
        
    • للحفاظ على ذلك
        
    • للعودة إلى هويتي
        
    • لأستكمال
        
    Tıbbi tesislerimizi araştırmana devam etmek için kullanabilirsin. Open Subtitles يمكنك استخدام مرافقنا الطبية لمواصلة البحث
    Askıya aldıkların, anıların ki bu şeyi satabileceğimi biliyorum, ateşli ilişkimize devam etmek için bir bahane. Open Subtitles خطّيت ذكرياتك، والذي أعرف أني استطيع بيعه بالمناسبة، كذريعة لمواصلة علاقتنا الحارّة
    Ön duruşma ayın 19'u saat 10:00'da yapılacak, o zaman davaya devam etmek için yeterli kanıtın olup olmadığına karar vereceğim. Open Subtitles جلسة الإستماع الأولية ستكون في الـ19 من الشهر العاشرة صباحاً، حينها سأقرر إن كان لدينا أدلة كافية لإكمال المحاكمة
    Ön duruşma ayın 19'u saat 10:00'da yapılacak o zaman davaya devam etmek için yeterli kanıt olup olmadığına karar vereceğim. Open Subtitles جلسة الإستماع الأولية ستكون في الـ19 من الشهر العاشرة صباحاً، حينها سأقرر إن كان لدينا أدلة كافية لإكمال المحاكمة
    İnsanları günde 24 saat, yılda 365 gün fosil yakıt yakmaya devam etmek için teşvik edebilir. TED وقد تغري الناس للاستمرار بحرق الوقود الأحفوري 24 ساعة في اليوم، 365 يومًا في السنة.
    Yaşamaya devam etmek için bir sebep var mı diye düşündürür. Open Subtitles مآسٍ من النوع الذي يجعلكَ تتساءل إن كان هنالك سبب يدفعكَ لمواصلة الحياة
    Yaşamaya devam etmek için bir sebep var mı diye düşündürür. Open Subtitles مآسٍ من النوع الذي يجعلكَ تتساءل إن كان هنالك سبب يدفعكَ لمواصلة الحياة
    CIA ile olan işine devam etmek için Sudan'a döndü. Open Subtitles إنه عاد للسودان لمواصلة عمله مع وكالة الإستخبارات.
    Faye ve ben, buranın tedaviye devam etmek için ideal bir yer olacağına karar verdik. Open Subtitles فاي وأنا قررت أن هذا المكان سيكون المكان المثالي لمواصلة العلاج لها.
    Beni gözaltında tutmaya devam etmek için herhangi bir gerekçeniz yok. Open Subtitles ليس لديكم أي سبب لمواصلة إبقائي في الحجز
    Hıristiyan ve Umutlu devam etmek için sabırsızlanıyorlardı. Open Subtitles كان المسيحي والراجي مشتاقين لإكمال الرحلة
    - Bundan emin değilim. Karımı kaybettiğimde hayatıma devam etmek için hiçbir sebebim yokmuş gibi hissettim. Open Subtitles عندما خسرتُ زوجتي اعتقدتُ أنّه لا سبب لإكمال حياتي
    Ticaret amacıyla pazarlıklara devam etmek için yetkilendirildik. Open Subtitles تم تفويضنا لإكمال مفاوضات المقايضة
    Kaybettiklerime tekrar sahip olamam ama yine de devam etmek için nedenlerim var. Open Subtitles لا استطيع استعادة ما خسرته لكن مايزال لدي الأسباب للاستمرار
    Bir şekilde birbirlerini daha iyi geliştirdiklerini anlasalar da bir arada devam etmek için bir yol bulamadılar. Open Subtitles بشكل ما، على الرغم من أن كليهما كانا يعرفان أن الآخر جعله شخصاً أفضل لم يستطيعا إيجاد طريقة للاستمرار معاً
    devam etmek için Moore kanununa gerek yok. Üstel bir gelişime ihtiyacımız yok. TED لا نحتاج قانون Moore للاستمرار. لا نحتاج التطور الأسي.
    Birlikte yaşamaya devam etmek için yaptığımız anlaşmayı unutma! Open Subtitles لقد نسيتى الشروط ، لقد وافقت أن أكمل العيش معك
    Belki de hayatta kalmaya devam etmek için hayatta kalmamışızdır. Open Subtitles -ربّما لم ننجُ لكيّ نواصل النجاة
    Yani Flynn'in ilaçları almaya devam etmek için paraya ihtiyacı vardı. Open Subtitles إذا (فليين) يحتاج المال ليبقي نفسه في الحبوب.
    Ülkeme hizmet etmeye devam etmek için bir yol önerdi. Open Subtitles عرض علي طريقة للإستمرار في خدمة بلادي
    O halime devam etmek için kendime izin vermem yeterliydi. Open Subtitles كان عليّ إعطاء نفسي إذنًا للعودة إلى هويتي فحسب.
    Bu muhabbete devam etmek için biraz daha biraya ihtiyacım var. Open Subtitles يمكننى اخبارك اننى احتاج المزيد من البيرة لأستكمال هذة المحادثة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد