"devam etmesini" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أن تستمر
• أن يستمر
• مواصلة
• قدمًا
• أن يواصل
• استمرار

Ona devam etmesini ve gerçek gibi göstermeye çalışmasını söyledim.
أخبرتها في أن تستمر بما تفعله وتحاول جعله يبدو حقيقياً

Ama ikinci soruda, beğenmiyoruz diyenlerin yarısı devam etmesini istediklerini söyledi! (Kahkahalar) Bir değişiklik farkettik.
لكن جواب السؤال الثاني، نصف الذين لم تعجبهم الحركة أرادوا أن تستمر لاحظنا أن هناك تغيير

Bu başarısızlıklardan kurtuluşu bulana kadar yolculuğunun devam etmesini mi istiyorsun?
تشعر أن رحلتك يجب أن تستمر رغم أنك وجدت الخلاص؟

Hayır. Keşfi yapan yerel bilimcilerin bu işte önemli bir rol üstlenmeye devam etmesini sağlamanızı istiyoruz.
كلاّ ،نحن نطلب أن يستمر العالمان المكتشفان فى تأدية دور فعّال فى الأمر

Paul ve Denise buluşmanın devam etmesini isterdi.
بول و دينيس لكانوا يودون أن يستمر حفل التجمع

Raskolnikov fakirlik içinde yaşıyor ve hikâyenin başında, çalışmalarına devam etmesini sağlayacak kaynağı bitiyor.
يعيش راسكولنيكوف في فقر مدقع، وفي بداية القصة نفدت منه الأموال ولم يقدر على مواصلة دراسته.

Kafka, sıklıkla tuhaflıkta takılıp kalmış görünse de yolculuğa çıkma nedeninin hassasiyeti ve haklılığı onun, yola devam etmesini sağlar.
بينما يبدو كافكا عادةً معلقًا في الغرابة، يوجد لطفٌ وتكاملٌ في قلب مهمته هذه والتي تدفعه للمضي قدمًا.

İlişkimizin devam etmesini istemediğini açıkça söyledin. Bunun anlıyorum..
فهمت الأن أنك لا تريد أن تستمر علاقتنا , وضحت ذلك جيداً

Bu tür bir bombardıman altında karmaşık yaşamın devam etmesini hayâl etmek bile zor.
تحت هذا النوع من القصف، يصعب تخيّل كيف يمكن أن تستمر الحياة المعقدة.

Eğer yolculuğumuzun devam etmesini istiyorsan, ...o zaman "UNUT" düğmesine basmalısın.
إذا أردنا لرحلتنا أن تستمر لابد أن تضغطي زر النسيان

Eğer ilişkimizin düzgün devam etmesini istiyorsan bana hapisten uzakta ve canlı olarak ihtiyacın var.
إذا اردت أن تستمر علاقتنا فأنت تحتاجني حياً و خارج السجن

Nereye gittiğini bilmiyorum ama devam etmesini istiyorum.
لست أعلم مستقبل هذه العلاقة، ولكنني أودها أن تستمر.

Şehirdeki korkuya şahit oldu ve bu paniğin devam etmesini istiyor.
لقد كان شاهدا على الخوف الذي بثه بالبلدة و أراد أن يستمر ذلك الذعر

Konuşmaya devam etmesini istiyorsam, gizli kalması gerekiyor.
وإن أردته أن يستمر في التكلم فيجب أن يظل الأمر سريا

Ona devam etmesini söyledim.
أخبرته أن يستمر كان سيستحوذ على ذلك

- Başsavcıya, işlemlere devam etmesini söyle.
-اخبر المدعى العام أن يستمر -نعم يا سيدى

Biraz erken ama ona denemeye devam etmesini söyledim daha da iyi oldu.
كان ذلك من وقت مبكر تقريبا لكني أخبرته أن يستمر بالمحاولة وظهر جيد جدا في النهاية ...

Lütfen takımının geri kalanına en iyi dileklerimi ilet ve yılbaşında işimizin devam etmesini dört gözle bekliyorum.
أرجوك بلغ أمنياتي لباقي الفريق أتطلع الى مواصلة عملنا في السنة القادمة

- Hisselerinin düşmeye devam etmesini istiyoruz, değil mi?
-إنّنا نريد مواصلة إنخفاض سعر سهمه، أليس كذلك؟

İşte bu onu hırslandıran ve devam etmesini sağlayan
وهذا سيكون كافيًا ليدفعه قدمًا ويذهب

Vatandaşlık Hakları Eylemi'ne onun liderlik etmeye devam etmesini istiyorum şu kana susamış mücadelecilerinden birinin değil.
وأريده أن يواصل قيادة حراك الحقوق المدنية، وليس أحد المقاتلين المتعطشين للدماء.

Bugün burada... ..bu kutsal yerin çalışmasının devam etmesini kutsamaya toplandık.
إننا نجتمع هنا اليوم لنبارك استمرار العمل في هذا المكان المقدس