| Çünkü görünüşe göre, bu çocukları kullanarak devlet sırlarını satıp para kazanıyormuşsun. | Open Subtitles | لأنه أكيد يبدو كأنك صنعت ثروة ببيعك أسرار الدولة مستعملة هؤلاء الأطفال |
| Bütün akşamı bana devlet sırlarını vermeye çalışmakla geçirdi. | Open Subtitles | قضى الليلة في محاولة جعلي أكشف أسرار الدولة. |
| Bu kızın devlet sırlarını çalması ihtimali yok. | Open Subtitles | من المستحيل أن تكون تلك الفتاة قد سرقت أسرار الدولة |
| Oy pazarlığı yapmış, devlet sırlarını açıklamış ya da kamu malıyla para toplamış olabilir misiniz? | Open Subtitles | هل قمت بشراء الأصوات هل نشرت أسرار الدولة أنجزت صفقات خاصة باسم الدولة |
| devlet sırlarını barındırmaktan Frankfurt Hapishanesi'nde yatıyormuş. | Open Subtitles | كان في سجن ''فرانكفورت'' لامتلاكه أسرار دولة |
| devlet sırlarını en yüksek teklif verene satıyordu. | Open Subtitles | كان يبيع أسرار الدولة لمن يدفع أكثر. نعود إلى موللي. |
| Sığınma hakkı için bazı devlet sırlarını verdi. | Open Subtitles | لقد تخلى عن بعض أسرار الدولة مقابل العفو |
| devlet sırlarını çalarsan kapında onları bulursun. | Open Subtitles | - اجل - هؤلاء الذين اختطفوك .عندما سرقتّ أسرار الدولة |
| Bir anne, kızı ve iki kız kardeş devlet sırlarını satıyorlar. | Open Subtitles | أم، إبنة و أختين يروجن أسرار الدولة |
| Şimdi de devlet sırlarını çalmak için kullandı. | Open Subtitles | والآن يستخدمك لسرقة أسرار الدولة |
| devlet sırlarını çalarsan kapında onları bulursun. | Open Subtitles | - اجل - هؤلاء الذين اختطفوك .عندما سرقتّ أسرار الدولة |
| devlet sırlarını yabancı bir devlete satmaktan suçlu bulunan biriyle evliydim. | Open Subtitles | كنتُ متزوجة لرجل أُدين ببيعه أسرار دولة لحكومة أجنبية. |
| devlet sırlarını çalmıyor. | Open Subtitles | إنّه لا يقوم بسرقة أسرار دولة. |