Diğer şeylerin yanında, bir arkadaşımı öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | حسناً ، ضمن أشياء أخرى لقد حاول قتل صديق لي |
Güzel. Çünkü ben de seninle konuşmak istiyorum. Diğer şeylerin yanında. | Open Subtitles | جيّد، لأنّني أحبّ محادثتكَ، من بين أشياء أخرى |
O, insanlar filmin ne hakkında olduğunu çözmeye çalışırken bunları teyit edeceğini bildiği nesneleri sahnelere, Diğer şeylerin arasına yerleştirmekten hoşlanır. | Open Subtitles | وهو يضع أشياء في المشاهد يعلم أنها ستكون مع أشياء أخرى بمثابة أدلة مرجحة عندما يحاول المشاهدين اكتشاف |
Bir grup matematikçi, filozof ve bilgisayar uzmanıyla çalışıyorum, Diğer şeylerin yanında, oturup makine zekasının geleceği üzerine düşünüyoruz. | TED | أنا أعمل مع مجموعة من أخصائي الرياضيات والفلاسفة وعلماء الكمبيوتر، نجلس معًا نفكر في مستقبل ذكاء الآلة، و أمور أخرى. |
Diğer şeylerin arasında ciddiyet ve pişmanlık seni bekliyor olacak. | Open Subtitles | من بين أمور أخرى الاعتدال والرصانة انهم ينتظرونك |
SP: Diğer şeylerin yanı sıra, empati çemberimiz genişledi. | TED | ستيفن: حسناً من بين الأشياء الأخرى قد توسعت دائرة العطف لدينا |
Diğer şeylerin yanında, onurlandırmak, anne babanı saygıyla dinlemek ve dediklerini uygulamak anlamına gelir. | Open Subtitles | الإكرام يعني الإستماع بإحترام لنصيحة الوالدين بالإضافة إلى أشياء أخرى |
Diğer şeylerin haricinde kişi felç olabiliyor. | Open Subtitles | انه يسبب الشلل من بين أشياء أخرى |
Diğer şeylerin arasında, bisiklet sürmeyi de orada öğrendim. | Open Subtitles | , تعلمت ركوب الدرجات هناك مع أشياء أخرى |
Diğer şeylerin yoluna giriyor olabileceğini hiç düşünüyor musun? | Open Subtitles | ألم تفكري في أن هذا قد يقف في طريق ... أشياء أخرى ؟ |
Evet, Diğer şeylerin yanında, öyleyim ama geçici olarak. | Open Subtitles | أجل ، ظمن أشياء أخرى لكن مؤقتاً |
Ve Diğer şeylerin yanı sıra bu kan, ulusların... ...üzerine inşa edildiği kan. | Open Subtitles | هذا الفيلم يتحدث، من ضمن أشياء أخرى |
Diğer şeylerin yanı sıra o da var... konuşma gibi başlıca beceriler. | Open Subtitles | - ذلك من بين أمور أخرى الكلام، مهارات معينة |
Diğer şeylerin dışında, | Open Subtitles | من بين أمور أخرى كان هو جيدا فيها |
Diğer şeylerin yanında. | Open Subtitles | من بين أمور أخرى. |
Akıllı telefonlarda bunlar, Diğer şeylerin yanı sıra ekranı ve renklerini oluşturur, iletkenliğe yardımcı olur ve kendine has titreşim üretir. | TED | وتُستخدم في الهواتف الذكيّة، لصناعة الشاشة والعرض اللوني، بالإضافة إلى التوصيل الكهربائي، كما وتنتج الاهتزازات المميّزة، من ضمن الأشياء الأخرى. |
Ama dikkat çektiği bir nokta, ne zaman bir seçim yapsanız, diğer şeyleri yapmamayı seçiyorsunuz. Ve bu Diğer şeylerin pek çok çekici özelliği olabilir, ve sizin yaptığınızı daha az çekici yapabilir. Üç: beklentilerin yükseltilmesi. | TED | لكنه يوضح نقطة مهمة وهي حينما تختار أن تقوم بشيء ما، فإنك تختار عدم القيام بأشياء أخرى. وتلك الأشياء الأخرى ربما تحمل العديد من المزايا المغرية، وستجعل ماتقوم به في اللحظة أقل تشويقاً. ثالثاً: زيادة التوقعات. |
Şey, evet, Diğer şeylerin yanında. | Open Subtitles | نعم بالإضافة لأشياء أخرى |
- Diğer şeylerin yanı sıra. | Open Subtitles | بين الأشياءِ الأخرى. |
Diğer şeylerin yanında biyolojik silahların araştırılması için sağlanan fonun azaltılıp azaltılmayacağına karar verecekler. | Open Subtitles | ومن بين أمور عدة سيقررون إن كانوا سيخفضون كثيرًا من ميزانية تمويل البحوث في الأسلحة البيولوجية أم لا |
Ele ele tutuşarak oturduğunda mutlu olduğun birini bulduysan.... ...Diğer şeylerin bir önemi yoktur. | Open Subtitles | حسن، إذا كنت قد عثرت على من يسعدك بالجلوس بقربك والإمساك بيديك، فإن الأمور الأخرى كلها ليست بذات أهمية |
Belgeler ve Diğer şeylerin çoğu kütüphanedeki yazı masasında. | Open Subtitles | الأوراق و الأشياء الضرورية موجودة غالباً في طاولة الكتابة في المكتبة |
Diğer şeylerin aksine bu mermi olay yerinde bulundu. | Open Subtitles | من بين اشياء آخري000 هذا الرصاصة وجدت في الموقع |
Ama en önemlisi Diğer şeylerin ne kadar önemli olduğunu düşünen bir adam. | Open Subtitles | ولكن الجزء الأهم هو أن نحصل علي الرجل المثالي الذي يفهم أهمية كل تلك الأشياء الأخري |