Ben diğerleri gibi değilim şeytan! Beni duyuyor musun günahkâr? | Open Subtitles | أنا لست مثل الآخرين يا شيطان هل تسمعني أيها الأثِم؟ |
Hannah dâhil, sen ve diğerleri gibi arkama yaslanıp bir şey yapmadan duramam. | Open Subtitles | و لن أجلس مكتوف اليدين مثلك و مثل الآخرين ، بمن فيهم هانا |
Sen de diğerleri gibi istediğimi yapacaksın. | Open Subtitles | إنه أمر و عليك طاعة أوامري، كالآخرين تماماً |
Kısa süre sonra yok olmuş olacaksın aynı diğerleri gibi kendini yok edeceksin. | Open Subtitles | ماهي إلا لحظات حتى تلاقي حتفكِ إنكِ ستدمرين نفسكِ بنفسكِ مثل البقية |
Şüpheli kadını diğerleri gibi başından vurmamış. | Open Subtitles | الجاني لم يطلق النار عليها في رأسها كالبقية |
diğerleri gibi o da ölecek, çünkü ona verecek sütüm yok. | Open Subtitles | هو سيموت مثل الآخرين الذين ماتوا لأنني ليس لدي حليب لكي أعطيه |
diğerleri gibi, senin de eve gönderildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه تم ترحيلك إلى بلدك مثل الآخرين |
Kaptan Barclay, isterseniz beni vurabilirsiniz, ama diğerleri gibi burada yok olup gitmeye niyetim yok. | Open Subtitles | إضربني إذا تريد، النّقيب باركلاي، لكن لا أصفّي مثل الآخرين. |
Bilmem ki Mikey. Seyyar sosisçi diğerleri gibi değil. | Open Subtitles | أنا لا اعرف, مايكى رجل العربة هذا لا يبدو مثل الآخرين |
Ben diğerleri gibi değilim. Ama o diğerleri bu yerde müşterileri memnun etmeyi başarıyor. | Open Subtitles | لم يؤدها احد من قبل انني لست مثل الآخرين |
Daha önce kimse yapmadı. Ben diğerleri gibi değilim. | Open Subtitles | لم يؤدها احد من قبل انني لست مثل الآخرين |
Sonum diğerleri gibi olmayacak. Sen bundan emin olacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن ينتهى بى الآمر كالآخرين ستحرص على ذلك صحيح؟ |
Ross'un da diğerleri gibi operasyon sırasında görevli memurlardan birisinin kurşunuyla öldüğünü söylemelisin. | Open Subtitles | فقط قُل أن روس ماتَ كالآخرين من رصاصات أُطلقَت من قِبَلِ عضوٍ من فريق سورت خِلالَ تأديتِهِ واجبَه |
diğerleri gibi bekleme odasında otursun. | Open Subtitles | يستطيع أن يجلس في غرفة الانتظار كالآخرين |
Ve bunun için, diğerleri gibi suya ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | وكي يقوموا بذلك يحتاجون مثل البقية إلى الماء. |
İnan bana, eğer Büyülüler olsaydı, o da ölü olurdu, diğerleri gibi. | Open Subtitles | صدقني ، لو كانوا المسحورات حقاً لقتلنه أيضاً ، مثل البقية |
Çünkü diğerleri gibi olmadığımız için hala hayattayız. | Open Subtitles | لأن السبب الوحيد بكوننا ما زلنا أحياءاً هو أننا لسنا مثل البقية |
Hoş biri olmayabilir, Ama o bir yarışmacı tıpkı diğerleri gibi. | Open Subtitles | قد لا يكون مستساغاً ولكنه متنافسٌ كالبقية |
Onu seviyorum. Siz onu da diğerleri gibi sanıyorsunuz.. | Open Subtitles | أنا أحبّه وأنتِ تعتقدين بأنّه مثل الأخرين |
Ayrıca, diğerleri gibi yalnız değil iki arkadaşıyla birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | تعيش مع فتاتين أخرتين وليست مثل الأخريات اللواتي يعشن بمفردهن |
Asla diğerleri gibi kalçalarıma gözlerini dikmek için sahnede oturmazdı. | Open Subtitles | لم يكن يجلس في المسرح ليحدق في مؤخرتي مثل الاخرين |
Açıklayamadığın şeyleri görmezden gelebiliriz sen de diğerleri gibi davranmayı deneyebilirsin ama bu gece yanan bir kulübede kısılı kalmış bir kız vardı ve senin içgüdün onu kurtarmaktı. | Open Subtitles | لا نستطيع كل الأشياء حولك تلك التي لا تستطيع تفسيرها تستطيع التصرف مثل الجميع |
Bir kaç gün içerisinde direncini kırarım, tıpkı diğerleri gibi. | Open Subtitles | أنا سأقتحمهم خلال يومين مثل بقيتهم |
Bebeğim diğerleri gibi görünmeyebilir ama Amerika'yı harika yapan da bu değil mi? | Open Subtitles | الان ، ربما طفلي لا يبدو مثل بقية الأطفال لكن اليس هذا مايجعل أميريكا عظيمه؟ |
Bu farenin de sonunun diğerleri gibi olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد هذا الفار ان ينتهى مثل كل الآخرين |
Bunu takdir ediyorum, Ama diğerleri gibi beklemek zorunda. | Open Subtitles | وأنا أقدر ذلك، ولكن عليه أن ينتظر، تماما مثل أي شخص آخر. أنت وزوجك يمكنم الحصول على مقعد هناك. |
Haftaya, tıpkı diğerleri gibi, sıraya girip bekleyeceksiniz. | Open Subtitles | الإسبوع القادم يجب أن تنتظر في الطابور مثل الآخرون |
Sonrada diğerleri gibi dostluk kırıntısı bekliyorum. | Open Subtitles | وسأنتظر كالآخرون عن فتات الصداقة بجانب ، إذ لم أكن هنا سيبحث عني |
Donmuş olacaksın tıpkı bu topraklarda yaşayan diğerleri gibi. | Open Subtitles | ستكون جامداً. كحال الجميع في هذا الركن مِنْ الأرض. |