ويكيبيديا

    "dijital bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الرقمية
        
    • الرقمي
        
    • رقميًا
        
    • رقمية
        
    • عصبي رقمي
        
    Elbette, dijital bir devrim olduğu için, telefonu kurmanın bedeli de düşüyor. Bu durumda daha da çarpıcı olurdu. TED وبطبيعة الحال , إذا كانت تكلفة تركيب الهاتف تنخفض , بسبب وجود الثورة الرقمية, قد يكون الأمر أكثر درامية.
    Bir proteinin %10 değişmesi epek kayda değer olabilir, yani DNA gibi hoş, dijital bir şey değil. TED قد يكون ذا أهمية كبيرة إذا تغير البروتين بنسبة 10 في المائة, فهي ليست الدي إن أي الرقمية اللطيفة.
    Dijital Braille editör, dijital Braille sözlük, ve dijital bir Braille kütüphane ağı gibi dijital kitap teknolojilerini geliştirmeye başladım. TED بدأت بتطوير تكنولوجيا كتب رقمية، مثل محرر برايل الرقمي وقاموس برايل الرقمي وكذلك شبكة مكتبة برايل الرقمية.
    Çok tuhaf, daha önce hiç dijital bir şey görmemiş insanlarla dijital gelecek hakkında konuşan bir adamdım ben. TED الأمر مضحك، فقد اعتدت أن أكون الرجل الذي يتحدث عن المستقبل الرقمي أمام الأشخاص من لم يختبروا بعد أي شيء رقمي.
    Her şey dijital bir gölge bırakır ve ben de dark webi tarayıp bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles كل شيء يترك وراؤه ظلّا رقميًا وإنّي أمشط الشبكة القاتمة محاولة إيجاده.
    Her şey dijital bir gölge bırakır ve ben de dark webi tarayıp bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles كل شيء يترك وراؤه ظلّا رقميًا وإنّي أمشط الشبكة القاتمة محاولة إيجاده.
    Analog frekanslı. GPS koordinatlarını taşıyan dijital bir sinyali yok. Open Subtitles لا توجد إشارة رقمية حتى نتمكن من تحديد إحداثيات الموقع
    Bu yeni çağda doğal insani yetileriniz düşünmenize yardım eden bilgisayar sistemleri, üretmenize yardım eden robotik sistemler ve doğal duyularınızın ötesinde sizi dünyaya bağlayan dijital bir sinir sistemi ile güçlendirilecek. TED في هذا العصرالجديد، ستتطور قدراتكم البشرية بفضل الأنظمة الحاسوبية التي تساعدكم على التفكير، والأنظمة الآلية التي تساعدكم على التنفيذ، وجهاز عصبي رقمي يربطك بالعالم أبعد من حواسك الطبيعية.
    Etkili bir şekilde dijital bir kukla yarattık, böylece Brad Pitt kendi yüzü üzerinde çalışabilecekti. TED لذلك ، على نحو فعال أنشأنا دمية براد بيت الرقمية التي يمكن أن تعمل على وجهه.
    dijital bir şekilde kestiğim için üzgünüm ama bu önemli. Open Subtitles ،آسفة على المقاطعة الرقمية لكن الأمر مهم
    Gözlemlediğim kadarıyla sana dijital bir şey alsaydım daha kutusundan çıkarmaya vaktin olmadan, eskiyip gidecekti. Open Subtitles اعتقد بما رأيته هنا حتى الآن أنكِ تحتاجينه أكثر من الاشياء الرقمية التي عفا عليها الزمن
    Ellie, bizi takip etmek için dijital bir şey yapmadı ekmek kırıntılarımızı takip etti. Open Subtitles تركتنا ايلي لفتات الخبز الرقمية لنتابعها
    Ama bize Jordan'ın bilgisayarının dijital bir kopyasını gönderdiler. Open Subtitles لكن أرسلوا لنا نسخا الرقمية من الأردن وتضمينه في الكمبيوتر.
    Bu sözde filtre balonu sosyal medya tarafından sağlamlaşıyor ama temelde dijital bir ürün değiller. TED وتضخم وسائل التواصُل الاجتماعية تلك الفُقاعات الإقصائية، ولكنّها أساسًا، لم تنشأ كنتيجة للعصر الرقمي الحالي.
    İnternette gezdiğinizde... veya dijital bir iletişim yapınca, sıfırlar ve birler... kaçınılmaz biçimde karşımıza çıkar. Open Subtitles عندما تتصفحون الانترنت أو تستخدمون أي شكلٍ من الاتصال الرقمي تُفقَد أصفار و واحدات حيوية بشكلٍ حتمي في الارسال
    Ed Ulbrich: 18 dakikada dijital bir insan işte böyle yaratılır. TED اد Ulbrich : هذا هو كيفية خلق الإنسان الرقمي في 18 دقيقة.
    dijital bir öğrenme topluluğu inşa ettik. TED وقد أنشأنا مجتمعًا تعليمًيا رقميًا.
    Görünen o ki, dijital bir devrim yaşıyoruz ve herkes kendini bu devrimin bir parçası olarak düşünüyor ancak dünyanın %70'i bunun bir parçası olmaktan çok uzak. TED نعيش في عالم يحدث فيه ثورة رقمية، ثورة يعتقد الناس أنهم أصبحوا جزءًا منها، لكن 70% من سكان العالم المستبعدين رقميًا لا تشملهم تلك الثورة.
    Ve böylece gerçekten çevrimiçi yayınlayabileceğiniz dijital bir fotoğraf koleksiyonu yaratıyorsunuz. TED وما يحدث هو أنك في الواقع تصنع مجموعة رقمية من الصور الشمسية يمكنك بعد ذلك وضعها على النت.
    Eğer bunları dijital bir tuvalde bir araya getirirseniz, parşömen her iki resimde de parlak ve birleştirildiğinde de parlak görünüyor. TED إذا قمت بدمجهما معا في لوحة رقمية واحدة، يكون البرشمان مضاء في كلتي الصورتين وتراه ساطعا.
    Ancak bunu bir insan tasarladı, ama üretken tasarımlı yapay zekâ, dijital bir sinir sistemi ve imal yetisi olan robotlar ile güçlendirilmiş bir insan. TED باستثناء إنسان واحد قام بتصميمه، لكنه كان إنسان قد تطورعن طريق تصميم إنتاجي للذكاء الصنعي، و نظام عصبي رقمي و إنسان آلي بإمكانه أن يصنع شيء مثل هذا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد