| Bu biraz delice gelebilir ama son kurbanımızdaki dikişlerle orijinal dikişleri karşılaştırdım ve benzer değiller, birbirlerinin aynısı. | Open Subtitles | قد يبدو هذا جنون، ولكن قارنت الخياطة على الضحايا الأصلين |
| Onlar sıradan bebekler değil. Dikişleri bugün kasabada insanların dikildiği dikişlerle aynı. | Open Subtitles | إنهم أكثر من مجرد دميات، الخياطة متطابقة مع ما كان يحدث للناس في المدينة اليوم |
| Hayır, dikişlerle aram iyidir. Sorun olmayacaktır. Güzel. | Open Subtitles | لا، لم تضايقني الخياطة أبداً سأكون بخير |
| Ve böylece dikişlerle kolay bir biçimde birbirine eklemek için iyi bir pozisyon sağlamış oluyoruz. | Open Subtitles | ونكون في وضع جيد لعملية ربط سهلة بالغرز |
| Göz yaraları dikişlerle kapatılmıştı. | Open Subtitles | جروح العين أُغلقت بالغرز |