Bu hücrelerinizi şu oyun hakkında dikkatle düşünmek için kullanmalısınız. | TED | وينبغي عليك إستخدام تلك الخلايا لتفكير بعناية في هذه اللعبة. |
Sana bir şey söyleyeceğim ve beni dikkatle dinlemeni istiyorum. | Open Subtitles | سَأَقُولُ شيءَ إليك , وأنا أُريدُك أَنْ تَستمعَ بعناية جداً. |
Kaplumbağa avını yerken hassas korneasının yanmasını önlemek için dikkatle gözlerini kapatır. | Open Subtitles | بينما تلتهم السلحفاة فريستها تغلق عيونها بعناية لتتفادى اللدغ إلى قرنيتها الحساسة |
Şimdi dikkatle izle. Kolu böyle tutacaksın. | Open Subtitles | الآن شاهد بحذر اقبض على مسكة ذراع التدوير هكذا |
Kablosunun çıkmış olduğunu gördüm ve dikkatle kablonun öteki ucunu aramaya başladım. | Open Subtitles | فلقد لاحظت أن السلك الخاص بها واضح لذا تتبعته بحرص نحو المصدر |
Kalabalığın içinde rasgele bir cinayet gibi duruyor, aslında dikkatle planlanmış bir cinayet. | Open Subtitles | ما يبدوا أنه قتل عشوائي بالزحام هو عبارة عن قتل مخطط له بعناية |
Ancak içe dönükler, içe dönük olduğunuz için büyük olasılıkla bavulunuzdakileri dikkatle koruyorsunuz. | TED | وبالنسبة للانطوائيون ، كونكم كما أنتم، ربما لديكم حافز لحراسة ما بداخل حقائبكم بعناية فائقة. |
Yanıtı insan sesinin fiziğinde ve usta bir opera şarkıcısının dikkatle keskinleşmiş bir tekniğinde yatıyor. | TED | يكمن الجواب في فيزياء الصوت البشري، والتقنية المشحوذة بعناية لمغني الأوبرا الخبراء. |
Her şeyi bu kadar dikkatle çözmüş göründüğüne göre belki bize bir gerekçe de gösterebilirsin. | Open Subtitles | بما أنك فكرت فى كل ذلك بعناية ربما يمكنك أن تخبرنا بالدافع ؟ |
Her şeyi bu kadar dikkatle çözmüş göründüğüne göre belki bize bir gerekçe de gösterebilirsin. | Open Subtitles | بما أنك فكرت فى كل ذلك بعناية ربما يمكنك أن تخبرنا بالدافع ؟ |
Belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri. | Open Subtitles | سأقرأ الوثيقة بعناية وآمل أن يسمح لى ضميري بالتوقيع عليها يا صاحب السمو. |
Kayıtlarınıza yeniden bakmanızı öneririm. dikkatle. | Open Subtitles | أقترح بأنك تتحقق من سجلاتك ثانية بعناية إنتهى |
dikkatle dinle. İster inan, ister inanma, sana yardım etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إستمع بعناية.صدق أو لا تصدق، انهم يحاولون مساعدتك. |
Bu maddelerde belirtilen düşüncelerini dikkatle dinlemeni istiyorum. | Open Subtitles | اطلب منكى ان تستمعى لى بحذر لأرايهم كجزء من رسالتهم |
Kanada Sağlık'taki bilim adamları dikkatle incelediler sığır büyüme hormonunu ve Amerikan Besin ve İlaç İdaresinin vardığından çok farklı sonuçlara vardılar. | Open Subtitles | العلماء بالصحة الكندية تطلعوا بحذر شديد في هورمون النمو البقري وتوصلوا لنتائج مختلفة جدا |
Ama işimizi dikkatle yaparsak, merak edilecek bir konu yok. | Open Subtitles | ولكن إن تمت الأمور بحرص فلن يكون هُناك داعي للقلق. |
Şimdi hanımefendi, gözünüzü sihirli toptan ayırmayın. dikkatle seyredin. | Open Subtitles | الآن يا سيدتي ابق عيناكِ على الكرة وراقبِ بحرص |
Yaptığım şeylerden biri şu sunucu loglarını çok dikkatle inceliyorum. | TED | ومن إحدى الأمور التي أفعلها هي النظر في سجلات السيرفر خاصتي بدقة شديدة. |
Bu yüzden onun her söylediğini dikkatle dinlemenizi istiyorum... çünkü o çok çok zekidir. | Open Subtitles | إنه أسطورة في الكرة الطائرة لذلك أريد منكن أن تصغين بانتباه لكل ما يقوله لأنه لامع جداً جداً |
Beni dikkatle dinleyin ve bitirene kadar sakın ola yargılamayın. | Open Subtitles | ستصغي إليّ عن كثب ولن تحكم على كلامي حتى أنتهي |
Bayanlar ve baylar, bunu çok dikkatle izlemenizi istiyorum. | Open Subtitles | لكن سيداتي سادتي، أريدكم أن تراقبوا هذا بتمعن شديد |
Köpek balığı burada sıçrıyor eğer dikkatle bakarsanız bir anteni var. | TED | وهذا القرش الذي يقفز هناك ، لو نظرت بإمعان ، لديه هوائي إرسال |
Sağa sola döndürdükten sonra kuruması için dikkatle bir kenara koyun. | Open Subtitles | و بعد تدويره,ضعه بعنايه عل جنب للتقطير الجاف |
Şimdi, beni dikkatle dinle sana bir teklifim var. | Open Subtitles | الآن، اسمعني جيّدًا لأنّ لديّ مأزقًا أخلاقيًا لك |
Benim niyetimi sordu ve dikkatle dinledi. | TED | سألني عن أهدافي ونواياي واستمع لي بإنتباه وعناية. |
Etrafımdaki diğer insanlar gibisin. Bana daha dikkatle bakman gerek. | Open Subtitles | تحبين كل شخص مقرب من حياتي بحاجة لإعارة الإنتباه إليك |
Sonra tekrar Jenny'ye ve bir daha kendisine. Ve hayatında hiç yapmadığı kadar dikkatle kendi yüzüne baktı. | Open Subtitles | وعاد لينظر إلى وجهه, وأمعن النّظر بوجهه, بإهتمام شديد, أكثر ممّا فعل يوماً بحياته. |
Her zamanki gibi, çizimlerinizi ve şiirlerinizi dikkatle inceleyecek ve içlerinden en iyilerini Galeri'sine koymak üzere seçecek. | Open Subtitles | ستقومكالمعتادبفحصأعمالكمفىالشعر ,بدقه . وتختارأفضلالأعمال,لإدراجهافىمعرضها. |
Bu anlara ulaştığımızda, birbirimizi dikkatle dinlemek için bütün çabayı gösterdik. | TED | وعندما يصل الأمرإلى ذلك، فعلنا أفضل ما بوسعنا لنسمع لبعضنا البعض باهتمام. |