Geriye kalan tek şey, etrafındaki kas dokusunu dikmek. Sorusu olan var mı? | Open Subtitles | الآن كلّ ما بقى هو خياطة النسيج العضلي، أهناك أيّ أسئلة؟ |
Pantolonların ağlarını kesmek kıyafet dikmek değildir. | Open Subtitles | عزيزتي, قطع الزيادات من الملابس ليست خياطة |
Orada kemiğinden parça yiyecekler daha sonra yüzünü yarıp, böcekleri çıkaracağım ve yüzünü dikmek için altın bir iğne kullanacağım. | Open Subtitles | و هناك ستزيل هذه الحشرات أجزاءاً من العظام و بعدها سأشق و جهكِ و اُخرج هذه الحشرات و أستخدم الخيوط الذهبية لخياطة وجهكِ |
Yapmak istediğimiz şey bakan, hisseden ve onların kıyafetlerini dikmek için terzi tarafından kullanılıp işlenmiş bir malzeme gibi davranan teknoloji üretmek. | TED | ولكن ما نود فعله هو إنشاء تقنية تبدو وتشعر وتتصرف مثل المواد الخام التي يستخدمها الخياط في حياكة ملابسه. |
kentsel alanlarda verimli ağaçlar dikmek, | TED | زراعة الأشجار المثمرة في جميع أنحاء المساحات الحضرية. |
Bir ağaç dikmek istiyorum. Nefis bir akşam yemeği hazırlamak. | Open Subtitles | أريد أن أزرع شجرة، وأعد عشاء لذيذا غير مسبوق |
Parayı sizin için taşıdığımı biliyorum, ama beni çuval dikmek zorunda bıraksalar da polis karakoluna gidip teslim olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أعلم بأني أحضرت المال لكم ... لكنحتىمهمافعلوا جعلوني أخيط حقائب البريد أنا أفضل يقينا |
Ayrıca eğitimimiz kapsamında havuç toplamak küvet ovmak ve taklit Levi's kotları dikmek vardı. | Open Subtitles | وشملت تدريباتنا على التقاط الجزر تنظيف الأحواض تقليد خياطة ليفي |
insanlarin iç çamasirini kendi iç çamasirina dikmek. | Open Subtitles | خياطة الملابس الداخلية للناس إلى ملابس داخلية لك |
Önce yapması gereken, A: ayılmak ve B: elini tekrar düzgünce yerine dikmek... bu çok uzun hikaye, ama | Open Subtitles | تحتم عليها أن تصحى أولا وثانيا لتعيد خياطة يده بشكل صحيح إنها قصة طويلة لكن |
Kan damarlarını dikmek için, günümüzde halen kullanılmakta olan bir teknoloji geliştirdi. Ve günümüzde bizim kullandığımız bazı kan damarı aslında Alexis tarafından tasarlanmıştı. | TED | ولقد ابتكر بالفعل بعض الوسائل التكنولوجية المستخدمة اليوم في خياطة الأوعية الدموية. وفي الواقع، بعض مخططات الاوعية الدموية التي نستخدمها اليوم، صممها اليكسيس. |
Tek yapmam gereken bu dirsek yamalarını dikmek ve omuz altlıklarını çıkarmaktı. | Open Subtitles | كل ما كان عليّ فعله هو خياطة رقع المرفق |
Bir doktorun bunu dikmek için geleceğini söyledin. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنّكِ قُلتِ الطبيب كان قادم لخياطة هذا |
Evet, aslında ben acil servisin yaranı dikmek için daha uygun bir yer olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | في الواقع كنت أفكر ان الطواريء هو المكان الملائم لخياطة الجروح |
Küçük yaraları dikmek ve kıymıkları çıkarmak için bir ecza çantam var. | Open Subtitles | لدي حقيبة طبية صغيرة لخياطة الجروح الطفيفة و سحب الشظايا |
Kadın kıyafetlerinin yanlarını dikmek yeteneklerine uygun mu? | Open Subtitles | حياكة الحواشي على الأثواب النسائية هيَ الاستغلال الأمثَل لموهبتِك؟ |
Şimdi eğer kusura bakmazsanız, bu kadının kolunu dikmek istiyorum. | Open Subtitles | لولايمانعأحدكم, أريد حياكة ذراع هذه المرأة |
Istakoz yemek, aynı tarlaya farklı ekin dikmek, birine gurur dolu bakmak. | Open Subtitles | أكل سرطان البحر زراعة محاصيل مختلفة في نفس الحقل أن تعطي شخصا نظرة الفخر |
Yani senin yapıyor olacak parmak yeniden dikmek , Seth . | Open Subtitles | انا سأقوم باعادة زراعة اصبعك مره اخرى , سيث |
Bu yolların kenarlarına meşe dikmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أزرع أشجار البلوط على طول الطرق |
Ben kahrolası bir ağaç dikmek istemedim ama. | Open Subtitles | حسنا، لا أريد أن أزرع شجرة تافهة |
Harika şimdi her şeyi kendim dikmek zorundayım. | Open Subtitles | ممتاز و الآن عليّ أن أخيط كل شيء باليد |
Adi yelek, ben dikmek zorunda kaldım ve şimdi de kaşındırıyor. | Open Subtitles | انه كيفلار لعين هذا الواقي من الرصاص خياطته كالجحيم , لابد ان اخيطه بنفسي |