Acıyı dindirmek için banyo suyuna ıhlamur ağacı yaprakları katılır. | Open Subtitles | أوراق الكِلس في الحمام تُستخدم دائماً لتخفيف الألم |
Yani, acısını dindirmek için onu beyzbol maçına götürmelisin. | Open Subtitles | لذلك، لتخفيف ألمه، يُفترض بك أخذه لمباراة بيسبول. |
Tıbbi yardımın beklediğini ve bu iğnenin sadece acısını dindirmek için olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريه أن الاسعاف مستعد له وأن هذه الإبرة فقط لتخفيف الألم. |
Anlattığı hikâyeler bana göre, acını dindirmek tüm aileyi bir araya getirmek istediği içindi. | Open Subtitles | لقد صعقتني قصصها أكثر من رغبتي في تخفيف ألمك أريد أن يتم لم شمل العائلة من جديد |
Anna, protestoları dindirmek için gemiden samimi, baş başa, canlı bir röportaj yapmak istiyor ve bunu sizin yapmanızı istiyor. | Open Subtitles | آنا ترغب في القيام بث مباشر من السفينة. حميم واحد على واحد للمساعدة في تخفيف الاحتجاجات ضدنا. انها تريد منك أن تفعل المقابلة. |
Bir yerde ölmeden önce gördüğün ışıkla ilgili birşey okumuştum bu sadece beyninin ölüm acısını dindirmek için saldığı çok miktarda endorfin | Open Subtitles | قرأت في مكان ما بأن الضوء الذي ترينه قبل الموت ،انه فقط عقلك يطلق كميات هائلة من الاندروفين ليسهل الآلم عند الموت |
- Ağrıyı dindirmek için suyla bir şey veriyor. | Open Subtitles | أنها تعطيني شيئاً ما في الماء ليخفف من ألامي |
ağrıyı dindirmek, hastalığı yenmek, sağIıklı kalmak için insanlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا من المفترض أني أساعد الناس ليسيطروا على ألمهم لهزيمة المرض,للبقاء أصحاء |
Acısını dindirmek için, doktorunun tavsiye ettiği küçük bir ilaç içti... | Open Subtitles | لتخفيف آلامه، تناول حبّة بيضاء أوصى بها طبيبه |
Bu acıyı dindirmek, dünyanın döngüsünde ufak değişiklikler yapmak ve kâinatı düzeltmek için çabalıyorlar. | Open Subtitles | وهم يعملونَ لتخفيف تلكَ المعاناة ليقومونَ بالتغييرات الصغيرة لتستمرَ الحياة لإصلاح الكون |
Hayır, acısını dindirmek için kanabis kullanıyordu. | Open Subtitles | بالطبع لا، كلا، كانت تستخدم القنب الهندي لتخفيف الألم. |
Acıyı dindirmek için afyon tentürü. | Open Subtitles | أمم ، إستخدم اللوندرام لتخفيف الألم. |
Sana onların acısını dindirmek için bir fırsat vermek istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك الفرصة لتخفيف آلامهم. |
Sweets, acı çeken bazı insanların,.. ...acıyı dindirmek için sekse yöneldiğini söyledi. | Open Subtitles | أقصد، قال (سويتس) أنّ بعض الضحايا الحزينين يتجهون للعلاقات الحميمة لتخفيف الألم. |
Acılarımı dindirmek için sadece şunu soracağım. | Open Subtitles | أسأل هذا فحسب , ان تساعد في تخفيف ألمي. |
Faşist. Onun acısını dindirmek isterdim. | Open Subtitles | فاشية، أود تخفيف آلامها. |
Acısını dindirmek için bir iğne daha yaptım. | Open Subtitles | أغمى عليه فقط أعطيته حقنة أخرى لتسكين الآلم |
Acıyı dindirmek için endorfin miktarı arttırılıyor. Aritmi hafifletmek için atropin uygulanıyor. | Open Subtitles | نحنُ نقوم بزرع بعض الأنسجة الخلوية من اجل تقليل الآلم |
Acıyı dindirmek için bir şeyler ver, lütfen. | Open Subtitles | شيء ليخفف الألم، رجاءاً |
Kullanicilarima mutluluk getirmek, ...konfor kaynagi olmak ve acilarini dindirmek. | Open Subtitles | إدخال البهجة والسلوان لمستخدميّ والتخفيف من ألمهم |