Hatta dinlenme odasındaki adamlardan biri öğle yemeğine davet etti. | Open Subtitles | أحد الأشخاص في غرفة الإستراحة طلب مني الذهاب للغداء معه |
Büyük ihtimalle de arkadaki dinlenme odasındaki yatakta uyuklayarak ve elbette ki stajyerlerden birini de yanına alarak. | Open Subtitles | تحصل على قيلولتك في غرفة الإستراحة في بعض الأحيان مع واحد من المتدربين في الخزانة |
Deponun sistem kontrolüne giriş yaptım ve bir elektriksel dalgalanma, batı kanadı dinlenme odasındaki bir sigortayı attırmış olmalı. | Open Subtitles | لقد ولجتُ للتو إلى برنامج تشخيصات القبو، ولابدّ أنّ تدفّق كهربائي مُفاجئ قد ضرب قاطعاً في غرفة الإستراحة بالجناح الشرقي. |
Bunu dinlenme odasındaki kayıtlardan elde ettik. | Open Subtitles | حصلنا على ذلك من غرفة الاستراحة |
Sandra için dinlenme odasındaki sürpriz doğumgünü pastası. | Open Subtitles | حفلة عيد ميلاد مفاجئة وكعكة لـ(ساندرا) في غرفة الاستراحة |