dinlenmek için kliniğe gitti ve o günden beri mahkum gibi yaşıyor. | Open Subtitles | ذهب إلى المعهد للراحة ، وأصبح منذ ذلك الحين سجيناً إفتراضياً هناك |
Evet, aslında, dinlenmek için kulübeme gitmek üzereydim. | Open Subtitles | أجل في حقيقة الأمر أنا ذاهب للكوخ للراحة |
Törenden önce dinlenmek için zamanın var. | Open Subtitles | لديك بعض الوقت للراحة قبل ميعاد الجنازة. |
Güzel. Çünkü dinlenmek için bayağa vaktin oldu. | Open Subtitles | جيد، لأنني أعتقد كان لديك ما يكفي من الوقت للاسترخاء. |
Ben herkes bana dinlenmek için söylüyorum çıkmak isterdim. | Open Subtitles | أَتمنّى كُلّ شخصَ يَتْركُ يُخبرُني للإرْتياَح. |
dinlenmek için ideal gibi görünen bir mekan buluyor, çiftleşme alanlarına varmadan önceki son durağı. | Open Subtitles | وجد ما يبدو كمكان مثالي للراحة قبل تقدمه النهائي لمنطقة التزاوج |
Ve Batman'in önünde büyük bir sabah beklemekte biraz dinlenmek için! | Open Subtitles | ، و بما أن لدى باتمان صباحاً شاقاً فأقترح أن تخلد للراحة |
Hızlı, hep daha hızlı yürüdüler ve yemek yemek ya da dinlenmek için bile yavaşlamadılar. | Open Subtitles | إنهم يسيرون بسرعة بدون وقت للراحة أو الأكل |
Bu yerlere dinlenmek için gidebilirsiniz fakat çoğu zaman yorgun dönersiniz. | Open Subtitles | تترك على هذه للأجازات للراحة ولكن هناك العديد من الاوقات عندما ارجع متعباً |
Umarım dinlenmek için fırsat bulursunuz. | Open Subtitles | أتمنى أن تكونوا قد حصلتم على فرصة للراحة |
Kaç kız kardeşin burada dinlenmek için gömüleceğini düşün. | Open Subtitles | فكري في عدد الأخوات تم أرسالهن للراحة هنا |
Tabii ki onu davet ettik ancak görünüşe göre uzun geçen yarış sezonunun ardından dinlenmek için kendine vakit ayırıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه بعد موسم طويل سيحتاح وقت للراحة |
Ama yarınki teslimat için daha yapılacaklar var, yani defne yaprağınızda dinlenmek için zaman yok. | Open Subtitles | ولكن أمامنا الكثير من العمل من أجل ُشحنة الغد لذلك ليس هناك وقت للراحة والجلوس على أكليل الغار |
Birçok yarası ve kırık kaburgası var, açıkta kaldığından dolayı acı çekiyor. dinlenmek için zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | تعرض لعدّة كدمات، كسورٌ في الأضلع، معاناةٌ مما تعرض له، يحتاج للراحة. |
- dinlenmek için çok vaktin olacak çaylak. | Open Subtitles | لديك متسع من الوقت للراحة لاحقاً، أيها المبتديء. |
Evet, yolculuk yaparken dinlenmek için biraz zamanın olacak. | Open Subtitles | نعم، سيكون لديك بعض الوقت للراحة في الطريق |
dinlenmek için tatile çıktılar. | Open Subtitles | لقد ذهبوا بعيدا في يوم عطلة للراحة. |
Ben buraya, sadece dinlenmek için geldim. | Open Subtitles | إنّي هنا للاسترخاء فقط قبل أن أعود لعام آخر من تعليم الدراسات الاجتماعيّة لحمقى بالسنة الأولى |
Öğretmen olarak. I dinlenmek için zaman olmalıdır öneririz. | Open Subtitles | مدرس، أوصي بأن يجب أن يكون وقتا للاسترخاء. |
Buraya sömestrın sonunda dinlenmek için bol-bol gelirim. | Open Subtitles | أحب أن أخرج هنا كثيرا في نهاية الفصل الدراسي للاسترخاء. |
Öldükten sonra dinlenmek için çok zamanım olacak. | Open Subtitles | بعد أَنا ميتُ أنا سَيكونُ عِنْدي الكثير مِنْ الوقتِ للإرْتياَح |
dinlenmek için mükemmel bir yer gibi. | Open Subtitles | يُصوّتُ مثل a يُتقنُ المكانَ للإرْتياَح. |