dinlenmesini söylemiştim, ortalığı velveleye verme demiştim. | Open Subtitles | أخبرتها أن ترتاح. أخبرتها أن تتوقف عن القلق |
Biraz dinlenmesini söyledim ama beni dinlediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أخبرتها ان ترتاح لكن لااضن انها تستمع |
Martha Elkin'in kan basıncı hafif derecede yükseldi ancak dinlenmesini sağlayıp yeniden ölçtüğümde tansiyonu düşmüştü. | Open Subtitles | قليلاً مرتفع " إلكين مارثا " دم ضغط كان قياسه أعدت ثم ترتاح, تركتها ولكن |
Az kalın, dinlenmesini istiyorum. | Open Subtitles | لدقيقة فقط. أريده أن يرتاح والحصول على الكثير من النوم |
Şimdilik, ona ilaç vereceğiz ve VIP odalarından birinde dinlenmesini sağlayacağız. | Open Subtitles | الآن ، سنقوم بمعالجته وسنتركه يرتاح فى إحدنا غرفنا الخاصه |
Bir şey olmaz. dinlenmesini istiyorum, kısa tut yeter. | Open Subtitles | لا , إنه بخير فقط دعه يتنفس أريده أن يرتاح |
Öğlen yemeğinden sonra dinlenmesini sağla. | Open Subtitles | ودعها ترتاح بعد وجبة الغداء. |
Karen onun sadece dinlenmesini istiyor. | Open Subtitles | كارين تريدها أن ترتاح |
Ailemizin bir arada dinlenmesini sağlayacağız. | Open Subtitles | سيكون لعائلتنا ان ترتاح معا. |
Tekrar ameliyata almadan önce vücudunun dinlenmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نريد ترك جسدها يرتاح قبل إعادتها للجراحة. |
- dinlenmesini istedim. - Kumarhane işini öğreneceğim. | Open Subtitles | أردتة أن يرتاح - سأتعلم ادارة نوادى القمار - |
- dinlenmesini istedim. - Kumarhane işini öğreneceğim. | Open Subtitles | أردته أن يرتاح - سأتعلم ادارة نوادي القمار - |
dinlenmesini sağlayıp, gelişmelere bakarız. | Open Subtitles | علينا ان نتركه يرتاح حتى نرى تحسن صحته |
dinlenmesini sağlayıp, gelişmelere bakarız. | Open Subtitles | يجب أن يرتاح لنراقب تحسن حالته |