Ev sahipleri kurulu şimdi Bay Costanza'nın ifadesini dinleyecek. | Open Subtitles | والآن سيستمع اتحاد السكّان إلى شهادة السيد كوستانزا. |
dinleyecek ve gözlem yapacaksın. Bir şey yapmanı istersem yapacaksın. | Open Subtitles | سوف تستمع وتراقب ، وإن طلبت منك فِعل شي فإفعله |
Düşündüğüm, Kara'nın şu an onu dinleyecek birilerine ihtiyacı olduğu. | Open Subtitles | ما اعتقد ان كارا تحتاجه الآن هو شخص يستمع إليها |
Çağdaş toplum üzerine bir eleştiri daha dinleyecek halim kalmadı. | Open Subtitles | أنا حقاً لست في مزاج لسماع إستعراض المجتمع المعاصر ثانيةً |
Nasıl aşık olduğunu bir kez daha dinleyecek olursam, bıçakla kazıyacağım kendimi. | Open Subtitles | لو توجب علي الاستماع... إلى مقدار عشقها مرة أخرى، فسأطعن نفسي بالسكين. |
Mahkememiz şimdi Anna Scott'un Tangiers Şirketi... ve başkanı Philip Green hakkındaki şikayetini dinleyecek. | Open Subtitles | المحكمة ستستمع لدعوى آنا سكوت ضد مؤسسة طنجة و رئيسها فليب جرين |
Laura'nın kendisini gerçekten dinleyecek birisiyle konuşmak için can attığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف لورا حقا حكّ للكلام مع شخص ما الذي سيستمع إليها حقا. |
Ama adam o durumdayken, sizi dinleyecek değil. | Open Subtitles | لكن لا يبدو الأمر وكأن الرجل سيستمع إلى الكثير من الأسباب في حالته |
Yargıç, kefaleti yeniden değerlendirmek için yaptığım talebimi dinleyecek. | Open Subtitles | سيستمع القاضي لاقتراحي بإعادة النظر في الكفالة |
Şu aptal şeyi kesip, beni dinleyecek misin? | Open Subtitles | هل من الممكن أن تةقف هذا الكلام السخيفو تستمع الي؟ |
Eğer önümüzdeki birkaç hafta yaşamak istiyorsan, beni dinleyecek ve dediklerimi harfiyen uygulayacaksın. | Open Subtitles | ان كنت تريد ان تعيش خلال الاسابيع القادمة عليك ان تستمع لي وان تقوم تماماً بما اطلبه منك |
500,000 kişilik bir şehirde, sizi sadece 200 kişi dinleyecek. | Open Subtitles | فى مدينه بها نصف مليون شخص سوف يستمع إليك 200 فقط |
Bayan, onunla konuşacağım ve bu sefer beni dinleyecek. | Open Subtitles | سيدتي، سوف أتحدّث إليه وفي هذه المرّة سوف يستمع |
Dunyada, senin boklarini dinleyecek kadar aptal dort kisi buldun. | Open Subtitles | وجدت الأربعة اشخاص على هذا الكوكب اغبياء كفاية لسماع هرائك |
Baba bir nutuk daha dinleyecek havamda değilim şimdi hiç. | Open Subtitles | حسنا أبي، أنا لست في المزاج المناسب لسماع محاضرة أخرى |
Seni dinleyecek birisinin olacağını biliyordun ve sen haklıydın. | Open Subtitles | كنتي تعلمين بانك بحاجه لاعلام شخص ما ,يريد الاستماع وكنتي محقة |
Beni dinleyecek misin, yoksa bana bu boktan görevi verdiğin gibi beni başından savacak mısın? | Open Subtitles | هل ستستمع لي ام ستستهزأ وحسب كما فعلت حين أحلت لي هذا |
Dedektif Choi'yi bul, seni dinleyecek. | Open Subtitles | ابحثي عن المحقق تشوي, هو سينصت. |
Bazen eve geldiğimde, hiçbir şey dinleyecek halim kalmıyor. | Open Subtitles | أحياناً أعود للمنزل و أنا لست في مزاج جيد لأسمع أي شيء |
Senin şu galibiyet konuşmalarını dinleyecek başka birini bulmak zor olacaktır. | Open Subtitles | ومن سيصبح من الصعب العثور شخص آخر للاستماع إلى الخطب فوزك. |
- Onunla konuşabilirim. - Sanki seni dinleyecek. | Open Subtitles | يمكنني التحدث معه كانه سيصغي اليكي |
Hakemler heyeti kendisine karşı sunulan delilleri dinleyecek ve karar okunacak. | Open Subtitles | محكمة من القَضاة سيستمعون إلى أدلة ضده وسيتم تلاوة قرار .. |
Bazen bütün günümü insanların sorunlarını dinleyerek geçiriyorum ve beni dinleyecek birine ihtiyacım oluyor. | Open Subtitles | احياناً اقضي كل ايامي بالاستماع إلى مشاكل الناس و ما أحتاجه فقط هو شخص ينصت لمشاكلي |
Yani seni dinleyecek birilerini bulursan, beni dinlemek zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | وجدت من يصغي إليك ، لستَ مجبراً على التحدّث إلي |
Burada bir saniye daha durup da, senin şu işçi sınıfı kahramanlıklarıyla ilgili anlattığın saçmalıkları dinleyecek değilim. | Open Subtitles | لن أبقى هنا لحظة واحدة وأستمع لسخافاتك عن الطبقة العاملة |
Kaseti dinleyecek misiniz yoksa dinlemeyecek misiniz? | Open Subtitles | والآن هل ستستمعين الى الشريط ام لا ؟ |