| Kavga ediyorlardı. John, bırak, boş ver diye bağırdım. | Open Subtitles | كانو جميعهم يتشاجرون "وانا كنت اصرخ "جون |
| Hayır, sadece beni dışarı atana kadar "sat" ve "satın al" diye bağırdım. | Open Subtitles | "لا ، انا فقط كنت اصرخ "بيع" ، "شراء حتى قاموا بطردي |
| "Dikkat" diye bağırdım, aptal. "Dikkat"in anlamı bu. | Open Subtitles | حسناً, لقد صرخت "المقدمة" أيها الغبي هذا هو عمل " المقدمة" |
| Biliyorum bunun için " Ruzek hayır" diye bağırdım. | Open Subtitles | أعلم, لذلك لقد صرخت "روزك كلا" |
| Patlayana kadar evet diye bağırdım! | Open Subtitles | لقد صرختُ بـ "أجل" , حتّى ازرقّ وجهي من الغضب |
| Henüz dua etmek için vaktim olmadı. Gerçi dün akşam birkaç kez "Tanrım!" diye bağırdım. | Open Subtitles | لم يكن لديّ وقت كافي لأصلي و أيضاً صرختُ " يا آلهي " عدة مرات في الليلة الماضية |
| "Hayır" diye bağırdım. | Open Subtitles | "لقد صرخت ب "لا |
| Sadece refleks olarak... "Pusu" diye bağırdım. | Open Subtitles | كان مجرّد انعكاس، صرختُ: "كمين!" |
| Sophie ofiste yığıldığında Kate diye bağırdım.. | Open Subtitles | عندما انهارت (صوفي) في مكتبي صرختُ مستغيثاً بـ (كيت) |
| "Yeter çektirdiğin!" diye bağırdım. | Open Subtitles | و صرختُ في وجهه "! لقد طفح الكيل" |