ويكيبيديا

    "diye düşündük" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ظننا أن
        
    • اعتقدنا أنه
        
    • وفكرنا
        
    • ظننا أنه
        
    • ففكرنا
        
    • فكرنا أن
        
    • فكرنا أنه
        
    • فكرنا بأن
        
    • فكّرنا
        
    • لقد ظننا
        
    • ارتأينا
        
    • أعتقدنا انكِ
        
    • إعتقدنا أنه
        
    • نظن أنه
        
    • واعتقدنا أنّه يمكنك أن
        
    Saldırganla yüzleşmen hikâyeni anlatırken sana yardımcı olacaktır diye düşündük. Open Subtitles ظننا أن جلب القرد هنا لكيّ تواجه المعتدي سيساعد القصة
    Ne? Geçen seneki muayeneden beri ne kadar uzadıklarını görmek öğrencilerin ilgisini çeker diye düşündük! Open Subtitles اعتقدنا أنه سيكون من المسلي نشر مدى نمو الطلاب
    belki de buradaki olayı iki etki oluşturdu diye düşündük. TED وفكرنا أن ما يحدث ربما هو أن هناك قوتين.
    Alkol ve uyuşturucu çekiciliğini kaybederse daha az ilgi duyar, diye düşündük. Open Subtitles ظننا أنه إن أزلنا غموض المخدرات و الكحول سيقلل منها
    O nedenle, "Onları okula getirelim ve mahzende öldürelim." diye düşündük. Open Subtitles ففكرنا أن نستدرجهم إلى داخل المدرسة ونقتلهم داخل القبو
    Daha sonra, sizin de bildiğiniz gibi, dünyanın her tarafında yapılan, özellikle TEDx Konuşmaları başta olmak üzere binlerce konuşma var diye düşündük. TED ومن ثم فكرنا أن هناك آلاف المحادثات الأخرى حول الموضوع، لا سيما محادثات تيدكس، التي ظهرت في جميع أنحاء العالم.
    Oyuncuların partiye bu şekilde gitmeleri eğlenceli olur diye düşündük. Open Subtitles أوه الجميع ما زال يضعه، فكرنا أنه سيكون رائع للذهاب لحفل الممثلين هكذا
    Kafeteryadaki dondurma fiyatlarına nasıl 15 sent zam geldiği ile ilgili olsun diye düşündük ve-- Open Subtitles آه , نحن فكرنا بأن نجعلها عن كيف أسعار المثلجات قد أرتفعت لخمسون سنتاً في الكافتيريا و...
    Belki bize yardımcı olursunuz diye düşündük. Open Subtitles فكّرنا في أنكِ تستطيعين مساعدتنا لإيجاده
    Belki dışarı çıkıp eğlenmek istersin diye düşündük mesela dansa falan giderdik. Open Subtitles لقد ظننا فقط أنكِ ربما تريدين الخروج ,وتستمتعين ربما ترقصين ؟
    Merhaba, karşı evde oturuyoruz. Hem selam verelim hem de tanışalım diye düşündük. Open Subtitles مرحباً، نحن نعيش في المنزل المقابل ارتأينا أن نأتي ونقدم أنفسنا
    Evet, belki bir an önce geri dönmek istersiniz diye düşündük. Open Subtitles نعم، أعتقدنا انكِ ربما تريدي العودة سريعاً
    Bunun yerine bir eğlence ile başlayalım diye düşündük. Open Subtitles بدلاً من ذلك ، إعتقدنا أنه يُمكننا البدء ببعض الترفيه
    Bir yumurtanın içindeki kimyasallardan duyarsan daha iyi olur diye düşündük. Open Subtitles كنا نظن أنه سيكون من الأفضل إذا سمعت الخبر من مواد كيميائية في بيضه
    Yolculuk, senin için dünyasal bir ortamda daha rahat geçer diye düşündük. Open Subtitles نحنُ ظننا أن الرحلة قد تكونَ أسهلَ عليكَ من تشييد المبانى.
    Kendimize biraz süre kazandırırız diye düşündük ama adli tıp elbet bulacak. Open Subtitles ظننا أن نكسب بعض الوقت لأنفسنا، لكن الخبراء الشرعيين سيجدونها في نهاية المطاف.
    Kanepede yatmasının sebebi sen yan odada yatarken birlikte yatsak garip olur diye düşündük. Open Subtitles إنه على الأريكة لأننا اعتقدنا أنه سيكون غريباً في ظل وجودك في الغرفة المجاورة
    Buradan geçerken partiyi gördük, takılırız diye düşündük. Open Subtitles عفواً، مررنا من هنا، رأينا الحفلة وفكرنا بالدخول
    Bunu bize yapana aynısını yapmak uygun düşer diye düşündük. Open Subtitles و ظننا أنه من الملائم أن نفعل الشيء نفسه للشخص الذي فعل ذلك لنا
    Biz de aynı sandalye kapmaca oyununda olduğu gibi, bir insana hidrojen sülfit vererek oksijenin bağlanması gereken yeri sandalye kapmacada olduğu gibi işgal edebiliriz diye düşündük. TED وبهذا ففكرنا كما في لعبة الكراسي الموسيقية ربما يكون في مقدورنا أن نعطي شخصًا بعض كبريتيد الهيدروجين، وربما تستطيع أن تحتل هذا المكان كما في لعبة الكراسي الموسيقية حيث يكون الأوكسجين
    Oh hayır. Haftasonu davet edilmeden şöyle bir uğrayabiliriz diye düşündük. Open Subtitles لا , فقط فكرنا أن نجيء إلى هنا بدون دعوة فى عطلة نهاية الأسبوع
    Yetimhanedeyken oradaki çocuklarla zor zamanlar yaşadı ama yardım etmeliyiz diye düşündük, neticede hepsi çocuktu. Open Subtitles كانت أمورهم صعبة جداً في الميتم ولكننا فكرنا أنه يجب علينا المساعدة. إنهم مجرد أطفال في النهاية
    Biz de size otostop çekebiliriz diye düşündük. Open Subtitles ولذا فكرنا بأن نتطفل
    Oraya gelmesek bile bir şekilde kendin kaçardın. Buraya gelirdin ve başımızın etini yerdin diye düşündük. Open Subtitles فكّرنا بأننا لو تمنّعنا، وتمكّنت من الهروب وحدك، لعدتِ ولما سمعنا لتوبيخك نهايةً.
    İki kat asker üç kat askerden iyidir diye düşündük o yüzden karşılık verelim bari dedik. Open Subtitles حسناً لقد ظننا إثنان لواحد أفضل من ثلاث لواحد لذا ما المانع لنواجههم
    Önce biraz konuşsak iyi olur diye düşündük. Open Subtitles ارتأينا أن نتحدث أولاً
    Burada daha rahat edersin diye düşündük. Open Subtitles أعتقدنا انكِ ستكونين أكثر راحه هنا
    İnsanların arasına karışmamız iyi olur diye düşündük. Güzel. Open Subtitles إعتقدنا أنه من الأفضل أن نتجول بين الشعب.
    12.05'ten 1.05'e boş saatinizin sonu Bay Presley'yle toplantınız için iyi bir zaman olur diye düşündük. Open Subtitles 05 حتى 13: 05، لك ساعة حرة، في نهاية كنا نظن أنه سيكون من الجيد
    - Bize hemen bir hikâye anlatıverirsin diye düşündük. Open Subtitles واعتقدنا أنّه يمكنك أن تخبرينا بالقصة فحسب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد