Birinin, iyi bir şey gördüğü zaman, onu istemesi doğaldır, değil mi? | Open Subtitles | إذا رأى الشخص شيء جيد فمن الطبيعي أنه سيريده أليس كذلك ؟ |
Tatlım, iki kişi uzun bir süre birlikte olmuş, Bu kırgınlığı liman doğaldır. | Open Subtitles | حين يمضي شخصان وقتاً طويلاً معاً من الطبيعي أن يستاءا من أحدهما الآخر |
Boltzmann şunu açıkladı, eğer işe düşük entropi ile başlarsanız onun artması son derece doğaldır, çünkü entropi artışı ile sonlacak alternatifler çok fazla sayıda. | TED | بولتزمان شرح أنه إذا بدأت بإنتروبيا منخفضة، فإنه من الطبيعي أن تتزايد، لأنه توجد طرق أكثر لتصبح إنتروبيا مرتفعة. |
İsterseniz buna kendini beğenmişlik deyin herhangi bir kızın benden hoşlanması çok doğaldır. | Open Subtitles | سمّوه غرور إن شئتم, لكن حقيقة أن أروق للفتاة كانت طبيعية. |
Bir orman fazla sıklaşırsa, temizleme yangını kaçınılmaz ve doğaldır. | Open Subtitles | ،الحرب ستكون شرسة جداً نهاية هذه الحرب طبيعية |
O zamandan beri, gayet doğaldır ki, annen onu rahatlatmam için bana geliyor. | Open Subtitles | أمك , أعطتنى هذه المهمه لقلقها وهذا طبيعى |
Demek istediğim şey iyi olmak kadar kötü olmak da doğaldır. | Open Subtitles | ما أعنيه، هو أنه لأمر طبيعي أن تكوني شرّيرة بقدر ماهو طبيعي أن تكوني طيّبة |
Bu yüzden, bu denkleme bakıp bununla ne yapılabilir, diye sormak doğaldır. | TED | و هكذا، بامتلاك هذه المعادلة الوحيدة، إنه من الطبيعي أن تسأل، إذاً ماذا يمكننا صنعه بهذه؟ |
Geçmişin havası hakkındaki düşüncelerin yanı sıra, geleceğin havası hakkında düşünmek de oldukça doğaldır. | TED | لذا مع كل هذا التفكير في هواء الماضي، من الطبيعي أن نبدأ بالتفكير في هواء المستقبل. |
Bunu düşünmeniz çok doğaldır. | Open Subtitles | لكن لربّمـا كنتَ تفكّر به، ومن الطبيعي إنّكَ تفكّر في ذلك |
İnsanın mülkünü koruması doğaldır. | Open Subtitles | من الطبيعي أن يدافع الرجل عن بيته وممتلكاته |
Küçük kasaba insanlarının yabancılara şüpheyle bakması doğaldır, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، من الطبيعي لسكان مدينة صغيرة ان يشّكوا في الزوار ، اليس كذلك؟ |
Kendime en baştan başlayarak bir masa yapacak olsam bunu mümkün olan en iyi ve sağlam malzemeden yapmam doğaldır, değil mi? | Open Subtitles | هي إنتاج السلع عالية الجودة. إذا كنت انوي بناء طاولة لنفسي من الصفر من الطبيعي أنني سأبنيها من أفضل |
Borç içindeki bir insanın, borcu olmayandan daha düşük bir ücrete çalışması çok daha doğaldır, ...böylece de ucuz bir mala dönüşür. | Open Subtitles | الدين يخلق عبيد الاجور. من الطبيعي أن يكون الشخص المديون ذو مدخول أقل من شخص ليس بمديون |
Çünkü, böylesi bir durumda, dirayetli olmayı istemek ya da öyle olmayı ummak son derece doğaldır. | Open Subtitles | بمثل هذه الظروف, من الطبيعي الإعتقاد, أو على الأقل التمنّي بأن الشخص لديه بعض السيطرة |
Öyleyse, bizim için gayet doğaldır ki, bir şeyin muhtemelen Tanrı'nın, evrenin meydana gelmesine neden olduğunu varsayarız. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي لدينا أن نفترض وجود شيء ربما إلــه لابد وأنه تسبّب في أن يأتي الكون الى الوجود |
Ve donlarını değiştirmeleri de, sabun kokusuyla eve gelmeleri de gayet doğaldır bu durumda. | Open Subtitles | و من الطبيعي أن تغير ملابسك الداخلية و لا بأس أن تعود للمنزل و رائحتك صابون. |
sanki yıllarca üzerinde çalışma yaptılar elbise giymek kadar doğaldır istediğimiz ise problemlerin sebeplerini ortadan kaldırmaktır. | Open Subtitles | و كأنهم قد درسوا الأمر لسنوات. و هو ليس أكثر طبيعية من لبس الثياب. ما نريد ان نفعله هو القضاء على |
Fakat Savana için bu gündoğumu gibi doğaldır. | Open Subtitles | لكن بالنسبة للسافانا فإنها طبيعية كسطوع الشمس |
İki insan sevişirken her pozisyon doğaldır. | Open Subtitles | عندما يحب شخصين بعضهما... فإن أي وضعية تعتبر طبيعية |
Bir oğlun annesini sevmesi tamamen doğaldır. | Open Subtitles | أنه طبيعى جداُ للآبن أن يحب أمه |