Sağolun küçük dostlarım, bana doğru şeyi yapmanın mutluluk ve bazen de altın getirdiğini gösterdiğiniz için. | Open Subtitles | أشكركم ، أصدقائى الصغار لما قدمتوه إلىّ إنه إعتزاز ، وبعض الوقت مال فى فعل الشيء الصحيح |
Ama eğer bize yalan söylüyorsan doğru şeyi yapmanın bir yolunu bulmaya çalışıyorsan hayatının geri kalanı boyunca seni pişman ederiz. | Open Subtitles | لكن لو كنت تكذب علينا وتحاول ابتكار طريقة للابتعاد عن فعل الشيء الصحيح ستندم على ذلك طيلة المتبقي من حياتك |
Bazen doğru şeyi yapmanın bedeli de budur. | Open Subtitles | حسناً ، أحياناً هذا هو ثمن فعل الشيئ الصحيح |
Bazen doğru şeyi yapmanın bedeli de budur. | Open Subtitles | حسناً ، أحياناً هذا هو ثمن فعل الشيئ الصحيح |
doğru şeyi yapmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لفعل الصواب |
doğru şeyi yapmanın zamanının geldiğini ve evine, Sarah'a dönmesini. | Open Subtitles | وإنه الوقت المناسب لفعل الصواب (والعودة للديار إلى (سارة |