ويكيبيديا

    "doğru olduğunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أنه صحيح
        
    • أنها الحقيقة
        
    • أنه الصواب
        
    • أنّه صحيح
        
    • انه صحيح
        
    • كان صحيحا
        
    • أن هذا صحيح
        
    • أنه صائب
        
    • هو الصواب
        
    • هو صحيح
        
    • كانت صحيحة
        
    • أنه حقيقي
        
    • أنها حقيقة
        
    • أنه صواب
        
    • إنه صحيح
        
    Sonsuz serinin toplamı yalnızca sonlu bir cevap vermekle kalmıyor, o sonlu cevap aynı zamanda sağduyumuzun bize doğru olduğunu söylediği cevap. TED ليس فقط أن المتتالية اللامتناهية لها مجموع مقدّر، لكن كذلك أن ذلك الجواب هو نفس ما تقول الفطرة السليمة أنه صحيح.
    Ve çalışanlarına şu söyleniyor, ''Müşteriyle ilgilenirken doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.'' TED هم يخبرون موظفيهم: "افعل ما تعتقد أنه صحيح عند تقديم الخدمة للعميل."
    Seni kızdırdığım için üzgünüm Dale, ama bunun doğru olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أنا آسف إن كان هذا يغضبك يا دايل ولكنك تعرف أنها الحقيقة
    Yaptıklarına dövündüğünün farkındayım lâkin bizi kurtarmak için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. Open Subtitles أنا أعرف أنك تمقت أفعالك. ولكنك فعلت ما تعتقد أنه الصواب كي تنقذنا.
    Ekranlar mucizevi; bunu söylemiştim zaten, doğru olduğunu biliyorum. TED الشاشات رائعة؛ سبق وأن قلت ذلك، وأشعر أنّه صحيح.
    doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptırana kadar onları yıldırırdın. Open Subtitles مستحيل سوف ترعبهم حتى يتخذوا القرار الذي تعرف انه صحيح
    Şimdiye kadar söylediğin onca şeyin doğru olduğunu anlamışsındır herhalde. Open Subtitles أعتقد أنه الان أصبح الأمر واضحا كل ما كنت تقوله طوال الوقت كان صحيحا أنا حقا ..
    Bunun doğru olduğunu ikimiz de biliyoruz, sadece duymak istiyorum. Open Subtitles هيا نحن نعلم أن هذا صحيح أنا فقط أريد سماعها
    doğru olduğunu düşündüğün şeyleri yaparak babanı memnun etmeye çalışmıyor muydun? Open Subtitles تُحاول إرضاء والدك عن طريق فعل ما تعتقد أنه صائب ؟
    - Annen doğru olduğunu düşündüğün şeye inanmanı istiyor - Bu doğru değil. Open Subtitles . أو ، فى حالة الام هذا هو الصواب . هذا ليس صحيحا
    Onlar der ki, biz doğru olduğunu bilene kadar onun hakkında düşünmeyeceğiz. TED قالوا، لن نفكر به إلا بعد أن نعلم أنه صحيح.
    Yine bu insanların inanmadığı bir şey, ama gerçekten doğru olduğunu düşünüyorum. TED وهذا أيضًا شيء لا يصدقه الناس، لكني أعتقد أنه صحيح تمامًا.
    Fazladan bir vicdana ihtiyacım yok. doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaparım. Open Subtitles لا أحتاج لتركيز إضافى سوف أفعل ما أعتقد أنه صحيح
    Bu asilce ama doğru olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles أعتقد انه نبل منك لكني لا أعتقد أنه صحيح.
    Sıfır noktasına giden bir cevabımda var, ama, ıı... uzmanlar bunun doğru olduğunu düşünüyor, ve ben... nitekim, onlar bundan oldukça eminler, ama, ıı... ama sen yanlış olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles لقد خرجت بحل كنقطة بداية ، ولكن امم ولكن الخبراء الميدانيين يعتقدون أنه صحيح وانا..
    - doğru olduğunu varsayarsak kulağa iyi geliyor. Open Subtitles كل شيء يبدو رائعا لو إفترضنا أنها الحقيقة
    Anne, baba yapmak istediğim bir şey var. Bundan hoşlanmayacaksınız ama inançlarım bunun doğru olduğunu söylüyor. Open Subtitles يا والديّ ، ثمة شيء لابد أن أفعله لن يروق لكما لكنني أعتقد أنه الصواب
    Fakat kariyerimde geldiğim noktada, doğru olduğunu sandıklarımın üzerine gitmenin sonuçlarını alıyordum. Open Subtitles لكنني وصلت إلى مرحلة في سيرتي المهنيّة تحصّلتُ فيها على نتائج تُخالف ما كنت اعتقد أنّه صحيح.
    Nick için doğru olduğunu düşündüğü şeyi, hepimizin düşündüğü şeyi yapıyordu. Open Subtitles كانت تحاول أن تفعل ماتعتقده جيداً لنيك ما اعتقدنا جميعاً انه صحيح
    O zaman doğru olduğunu düşündüğün şeyle birlikte yaşayabileceğini düşünmenle ilgili. Open Subtitles أنا أعتقد أنه ماذا إعتقدت أنه كان صحيحا وقتها؟ ما الأمر الذى أنت مستعد للعيش معه؟
    Ve hızın fazileti gereği bunun doğru olduğunu anlamak önemli. TED ومن المهم أن ندرك أن هذا صحيح بخصوص تأثير السرعة وحدها.
    Kendi ayakları üzerinde durdu ruhunun doğru olduğunu düşündüğü şeyleri yaptı. Open Subtitles ،الوقوف على كلتا قدميك القيام بما تشعرين بداخلك أنه صائب
    Öldürmenin doğru olduğunu düşünmelerini engelleyecek sözleri duymaya ihtiyaçları var. Open Subtitles بحاجة لهذه الأفكار الآن لتغير فكرة أن القتل هو الصواب
    Hatalı olduğunuzu keşfetmek neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu. TED معرفة أنك على خطأ هي الطريقة الوحيدة لمعرفة ما هو صحيح.
    Bu herkesin dışarıda kamp yapmayla ilgili anısının aslında doğru olduğunu TED وتبين أن تجربة كل شخص القصصية عن التخييم كانت صحيحة في الواقع.
    Bunu söyleme. doğru olduğunu biliyorum ama söyleme. Open Subtitles لا تقولي هذا أعلم أنه حقيقي لكن لا تقولي
    Insanlar bana bunların sadece mitlerden ibaret olduğunu söylerlerdi, ama kalbim herzaman doğru olduğunu biliyordu. Open Subtitles الناس لا يتحدثون سوى عن التراث لكن قلبي يخبرني أنها حقيقة
    doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapmak zorunda olduğunuz için sizi ayıplamazdı. Open Subtitles حسنا، ماكان ليلومكما أبدا.. لو أن لديكما سببا ملحاً لتفعلا ماتعتقدان أنه صواب
    Gerçek bu. Biz gelecekten geliyoruz bunun doğru olduğunu biliyoruz. Open Subtitles إنه صحيح , نحن من المستقبل ونعلم بأن هذا هو الواقع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد