En eski aletler, Doğu Afrika Olduvai Geçit'inden basit kesici taşlardır. | TED | أقدم الأدوات الحجرية القاطعة من مضيق الاولدافي في شرق أفريقيا. |
Doğu Afrika Üretim Standardı uygulamasını geşen hafta Tanzanya'da başlattık. | TED | في تنزانيا الاسبوع الماضي، لدينا إنطلاقة معيار المنتجات الزراعية العضوية في شرق أفريقيا. |
Organik üretim standartlarını belirlemek için, Doğu Afrika'da çiftçileri ve hissedarları da bir araya getiriyoruz. | TED | مرة أخرى، جمع المزارعين معاً، وجمع أصحاب المصالح في شرق أفريقيا للحصول على معايير للمنتجات الزراعية العضوية. |
Babam da yetişkinliğinin büyük bir kısmını Doğu Afrika'da geçirdi. | TED | و والدي أيضا عاش معظم حياته الراشدة في شرق إفريقيا. |
Doğu Afrika'da 2008'in başında ortaya çıkan basit bir fikir ve uygulama üç yıldan kısa sürede küresel bir boyut kazandı. | TED | هذا تحول من مجرد فكرة واحدة وتطبيق واحد في شرق إفريقيا في بداية عام ٢٠٠٨ إلى تطبيق عالمي في أقل من ثلاث سنوات. |
Ayrıca, Afrika'nın en büyük rüzgar çiftliğini ve Doğu Afrika'nın en büyük güneş santralini kurduk. | TED | لقد قدمنا للتو أيضًا أكبر مزرعة رياح في أفريقيا على الإنترنت وأكبر منشأة للطاقة الشمسية في شرق أفريقيا. |
Düşündük ki, neden bunu Doğu Afrika'daki çiftçilere yardım etmek için kullanmıyoruz? | TED | لذلك لقد فكرنا في التالي: لماذا لا يمكننا استخدامه في شرق أفريقيا لمساعدة الفلاحين؟ |
Dünya Bankası'nın Nairobi'deki Doğu Afrika ofisinde müdür olarak çalışıyordum. | TED | كنت أعمل كمدير لفرع البنك الدولي في نيروبي في شرق أفريقيا. |
Fakat ilginç olan şey, şu anda Doğu Afrika'da etrafımızdaki köy ve yerleşimlerde bir devrimin gerçekleşiyor olması. | TED | ولكن الشيء العظيم، هو أن هناك ثورة تحدث في القرى والمدن، هنا في شرق أفريقيا. |
Teröristlere ve Doğu Afrika'daki militan gruplara silah satıyor. | Open Subtitles | يقوم ببيع الأسلحة للميليشيات والمرتزقة في شرق أفريقيا |
Doğu Afrika'da, Masai, tatlı ikram elde etmek için vahşi bir kuşla nasıl işbirliği yapılacağını öğrenmiş. | Open Subtitles | في شرق أفريقيا , عرف الماساي كيف يتعاونون مع الطيور البرية |
Ve burada Doğu Afrika'da bunun nasıl olduğunu görmek nadir bir şanstır. | Open Subtitles | و هنا في شرق أفريقيا فرصة نادرة لمعرفة مثل ماذا يمكن أن تكون. |
Babam gençliğinde Doğu Afrika'yı geçmiş ve şehirden uzaktayken hayatının en mutlu anlarını yaşamış. | Open Subtitles | لقد سافر في شرق أفريقيا وهو شاب وكان أكثر سعادة وهو وحيداً في الأدغال. |
Burası, Doğu Afrika'nın Büyük Yarık Vadisi. | Open Subtitles | أنا أحلق فوق الوادي المتصدع العظيم في شرق أفريقيا. |
Doğu Afrika'nın çayırlarını yenilen... doğal döngünün bir parçası. | Open Subtitles | جزء من الدّورة الطّبيعيّة وهو أمر أساسيّ من اجل تّجدّيد المراعي في شرق أفريقيا. |
Ve bu algler, Doğu Afrika'nın... hayret verici hayvanlarını çekiyor. | Open Subtitles | و انها هذه الطحالب التي تجذب واحدا من أكثر الحيوانات المثيرة للدهشة الموجوده في شرق أفريقيا. |
Ama kontörlü hattan yapılmış, sonra yönlendiriciyle Doğu Afrika'ya gönderilmiş. | Open Subtitles | المكالمة جرت من هاتف نقال مُسبًق الدفع، وأُرسلت إلى جهاز تدوير في شرق إفريقيا. |
Doğu Afrika, bizi büyülemeyi ve şaşırtmayı sürdürebiliyor. | Open Subtitles | مازال لدى شرق إفريقيا المقدرة على سحرنا و مفاجأتنا جميعا. |
Doğu Afrika'da hizmet vermiş her doktor var. | Open Subtitles | الذين إشتغلوا في شرق إفريقيا خلال السنوات الثلاث الماضية |
Bizim takım Doğu Afrika Kupası'nı bile kazanmıştı. | Open Subtitles | كما فاز فريقنا بكأس شرق إفريقيا |
Ve burada, Doğu Afrika'daki en etkileyici olanlardan biri. | Open Subtitles | و هنا في شرق إفريقيا واحدة هي الأروع. |