Ve burada, Doğu Afrika'daki en etkileyici olanlardan biri. | Open Subtitles | و هنا في شرق إفريقيا واحدة هي الأروع. |
Doğu Afrika'daki fil nüfusu toparlanacak. | Open Subtitles | أعداد الأفيال في شرق إفريقيا سيتعافى. |
Doğu Afrika'daki sen son tehditlerle ilgili konuşmalıyız. | Open Subtitles | العميل (غيبز)، علينا أن نتحدث بخصوص آخر تقييم للتهديدات في شرق إفريقيا. |
Düşündük ki, neden bunu Doğu Afrika'daki çiftçilere yardım etmek için kullanmıyoruz? | TED | لذلك لقد فكرنا في التالي: لماذا لا يمكننا استخدامه في شرق أفريقيا لمساعدة الفلاحين؟ |
Teröristlere ve Doğu Afrika'daki militan gruplara silah satıyor. | Open Subtitles | يقوم ببيع الأسلحة للميليشيات والمرتزقة في شرق أفريقيا |
Onun hakkında 2 sene önce Oxford'da konuşmuştum, ve birkaçınız, Doğu Afrika'daki en büyük, esaslı şirketlerden biri olan A'dan Z'ye imalatı ziyaret etti. | TED | لقد تحدثت قليلاً في أوكسفورد قبل عامين، وقد زار بعضكم مصانع A to Z، التي هي أحدى الشركات العظيمة في شرق أفريقيا. |
Doğu Afrika'daki Siyahi Takviye kuvvetler de artmıştı. | Open Subtitles | كان تجنيد السود على أشده في (شرق أفريقيا) كذلك |