29 yıl önce doğu kıyısındaki en iyi Japon eriştesi yeriydi. | Open Subtitles | قبل 29 عاما, كان يقدم أفضل رامن مشترك في الساحل الشرقي. |
Bu doğu kıyısındaki en gelişmiş elektron mikroskobu. | Open Subtitles | إنه المجهر الإلكتروني الأكثر تطوُّراً على الساحل الشرقي |
doğu kıyısındaki tüm polislerin bu arabayı aramasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد كل شرطي البحث عن ذلك الشيء حول جميع حدود الساحل الشرقي. |
doğu kıyısındaki her havaalanı terminalinde, tren istasyonunda, otogar ve metro duraklarında operasyon istiyorum. | Open Subtitles | أريد عملاء في كل المداخل في كل المطارات ومحطات القطار والحافلات وقطار الأنفاق على الساحل الشرقي |
doğu kıyısındaki bütün fabrikalara yazı yazıp bıçaklarının uyuşup uyuşmadığını görmem lazım. | Open Subtitles | عليّ مُراسلة كل مصنع أخشاب بالساحل الشرقي... لأتبيّن أيّـاً منها يُطابق شفرات آلاته هذه العلامات. |
Tepeden tırnağa tüm doğu kıyısındaki direniş gruplarını duyuyoruz. | Open Subtitles | قمت بالاستماع إلى جماعات المقاومة صعودا ونزولا على طول الساحل الشرقي |
Babam doğu kıyısındaki tek sadık kamyoncuydu. | Open Subtitles | كان أبي سائق الشاحنه الوحيد المخلص في الساحل الشرقي كان أبي سائق الشاحنه الوحيد المخلص في الساحل الشرقي |
Amerikan doğu kıyısındaki bazı kesimlerin sizleri görmesini çok isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو تسـتطيع أن ترى بعض أجزاء الساحل الشرقي لـ "أمريكا". |
doğu kıyısındaki akrabaları ondan haber almamış. | Open Subtitles | أقربائه من الساحل الشرقي لم يسمعوا عنه |
Hughes'a daha fazla adama ihtiyacımız olduğunu söylemiştim. Burası doğu kıyısındaki en büyük limanlardan biri. | Open Subtitles | أخبرتُ (هيوز) أننا بحاجة إلى المزيد من العملاء فهذا من أكبر الموانئ في الساحل الشرقي |
doğu kıyısındaki tüm üsleri kontrol ettim. | Open Subtitles | تفقدتُ كل قاعدة في الساحل الشرقي "حصن (درم)" بلّغ عن سرقة |
Şirketler, doğu kıyısındaki ph seviyesi yüksek düzensiz kar yağışının Beaksfield tesisindeki nükleer erimeden kaynaklandığı söylentilerini inkar ediyor. | Open Subtitles | لجنة البيئة تستمر في نفي ...سقوط الثلج المتقطّع PH مع مستويات عالية لِـ ...عبر الساحل الشرقي هو نتيجة انصهار نووي في معمل "بيكسفيلد" |
Ormanların biraz daha yoğun olduğu Birleşmiş Devletler'in doğu kıyısındaki tanangerin bir tür ötüşü var ve diğer taraftaki, batıdaki tanangerin (Ses dosyası: Scarlet tananger ötüşü) farklı tür bir ötüşü var. | TED | فطيور التناجر التي تعيش على الساحل الشرقي للولايات المتحدة، حيث الغابات أقل كثافة، لها نوع معين من الأصوات، بينما طيور التناجر التي تعيش على الناحية الأخرى، في الغرب، (تسجيل صوتي: زقزقة طائر التناجر القرمزي) لها نداء أو صوت مختلف. |
Fırtına geçtiğinde ve doğu kıyısındaki insanlarımız güvende olduklarında, kampanyalarımızı yeniden başlatmayı dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | نتشوق لمتابعة حملاتنا" "عند انتهاء العاصفة "وسلامة الناس بالساحل الشرقي" |
Polis, Joaquin Aguilar adındaki bir adamın Robles... şebekesinin doğu kıyısındaki operasyonlarının başı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الشرطة تظن بأن رجلاً (يدعى (خواكين أغويلار يترأس قسم عمليات عصابة .الـ"روبلز" للمخدرات بالساحل الشرقي |