Doğu Nehri kıyısına bakıp, bildireceğiz. | Open Subtitles | سنتأكد من النهر الشرقي والشاطيء |
Oswald ve Drake arasında bir sokak var Doğu Nehri'nin yakınında. | Open Subtitles | (هناك زقاق بين (أوزوالد) و (درايك بالقرب من النهر الشرقي |
Güvensiz bir yolcu uçağı ya da Doğu Nehri'ne bir şirketin siyanür dökmesi gibi. | Open Subtitles | مثل إطار غير آمن في طائرة ركاب أو شركة ترمي السيانيد في النهر الشرقي |
İki hafta sonra öğrendim ki gelmediği için ona küfür ettiğim zaman o, Doğu Nehri'nde çürüyormuş. | Open Subtitles | بعدها بأسبوعين، اكتشفت أنه بينما ألعن اسمه لأنه لم يأت كان متعفنًا في النهر الشرقي |
Babam öldü ve dünyaya göre Doğu Nehri'ne vuran bir başka bağımlının tekiydi sadece. | Open Subtitles | رحلَ والدي وفي نظر العالم لم يكُن سوى مُدمن آخر وُجدت جثته تطفو في النهر الشرقي |
Belki de sevgilinin cesedini Doğu Nehri'ne atarken oldu. | Open Subtitles | ربّما الحقيقة أنك أصبت به من إغراق .جثّة خليلتك في النهر الشرقي ! ماذا؟ |
Empire State binasına dışından tırmanırız, Doğu Nehri'nde yüzeriz. | Open Subtitles | مثل تسلق مبنى ( أمبير ستيد ) أو السباحة في النهر الشرقي ( أمبير ستيد : مبنى ضخم في نيويورك شيد عام 1930 و عدد الطوابق 102 ) |
- Doğu Nehri'nde çıkması. | Open Subtitles | -أنه ظهر في النهر الشرقي -أجل |