Soyguncuların nereye gittiğini bilmiyorsunuz. Biz 11'inci Karayolundan doğuya doğru gidiyoruz. Bizi izleyin. | Open Subtitles | أنت لا تُطارد المجرمين بما فيه الكفاية نحن نتجه شرقاً على شارع 11. |
Şüpheli, Sycamore Caddesinden doğuya doğru yöneldi. | Open Subtitles | تَوجّهَ المشتبه بهُ شرقاً على شارع الجيمز |
Sprey boyaya gelince doğuya doğru 5 kilometre kalmış olacak. | Open Subtitles | عندما تصلون نقطة البوصلة انها ستكون ثلاثة اميال نحو الشرق |
Bu yüzden Batı'nın gerçekten sadece bir birey olarak düşünmek yerine, doğuya doğru bir adım atması ve kolektif hakkında bir bütün olarak düşünmesi gerektiğini düşünüyorum. | TED | لذا أعتقد أن الغرب يحتاج فعلاً للمضي خطوة نحو الشرق وأن يفكر في المصلحة العامة ككل بدلاً من التفكير فقط في نفسه كفرد. |
Lider atı doğuya doğru sürüp gölden uzak tutalım şunları. | Open Subtitles | دفع الحصان تؤدي إلى الشرق. الحصول عليها بعيدا عن البحيرة. |
Yanımda Richard Glover var. 105'ten doğuya doğru geliyor. 110'a yaklaşıyor. | Open Subtitles | ريتشارد جلوفر معي انه على طريق 105 شرقا يقترب من 110 |
Sonra sözüm ona doğuya doğru gitmemiz gerekiyordu. Doğu bu tarafta demek istediğim. | Open Subtitles | ومن المفترض انّ نتوجّه شرقا اتعلم ، باتجاه الشرق |
Şüpheli, Sycamore Caddesinden doğuya doğru yöneldi. | Open Subtitles | تَوجّهَ المشتبه بهُ شرقاً على شارع الجيمز |
43-David. bir patika yoldan Laurel'e, doğuya doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | ّ43 ديفيد. نحن متجهون شرقاً في ممر يتوجه إلى لوريل. |
Ormandan doğuya doğru yol alan bir atlı var. Destek gerekiyor. | Open Subtitles | لدينا جواد أبيض أمريكي يتوجه شرقاً إلى الغابة، نطلب المساندة |
Herkes doğuya doğru baktı. Kimse yukarıya bakmadı. | Open Subtitles | إنهم يعتمدون على نظر الجميع شرقاً وليس للأعلى |
Cadde'den doğuya doğru Ontario Havaalanı'na yönelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذي الطريق 10 شرقاً إلى مطار أونتاريو |
Bir tren saatte 128 kilometre hızla doğuya doğru gidiyor. | Open Subtitles | و قطار يسير بسرعة 80 ميل في الساعة متجه نحو الشرق |
Size hala doğuya doğru gittiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً , على حدّ علمي , فإنه لا يزال متجهاً نحو الشرق لذا.. |
Her sabah Güneş doğarken denizanası doğuya doğru yüzmeye başlar. | Open Subtitles | كل صباح عندما تشرق الشمس، تبدء قناديل البحر في السباحة نحو الشرق. |
doğuya doğru arabayla Raleigh tarafından 2 saat mesafede. | TED | إنها تقريبا ساعتين إلى الشرق سياقة من مدينة رالي. |
Bulunduğunuz yerden beş kilometre doğuya doğru. | Open Subtitles | على بعد 5 كيلو مترات إلى الشرق من موقعكم |
Verici sinyali yok ve Cleveland üzerinden doğuya doğru gidiyor.. | Open Subtitles | لا إرسال.والان هي متجهه إلى الشرق فوق كليفلاند |
"doğuya doğru yola koyuluyorum, ahbap" mı demek istedin yoksa? | Open Subtitles | ألا تعني ذاهب شرقا وللأسفل ، يا صديقي العزيز ؟ |
Anvil'in 90 m aşağılarında, doğuya doğru indiklerini söylüyor. | Open Subtitles | كانوا على ارتفاع 300 قدم فوق آنفيل، ينزلون باتجاه الشرق. |
İlk tünel 105'ten doğuya doğru açılacak... hücre ve tellerin altından geçecek. | Open Subtitles | النفق الأول سيبدأ من الكوخ 105 للشرق مباشرة عبر السجن والأسلاك |
doğuya doğru gidersek karides bulacağımızı hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أننا لو إتجهنا للشرق سنجد بعض الجمبرى، إلى اليسار إتخذ اليسار |
doğuya doğru gitmeliyiz. | Open Subtitles | عليّنا الشروع في الذهاب ناحية الشرق. |
Bunun son yarım saat içinde olduğunu farz edersek ve düşmanın doğuya doğru gittiğini düşünürsek Ventura İlçesi'nin kuzeydoğu geçitinde bir yerlerde olması gerekiyor. | Open Subtitles | بافتراض أن هذا تم في النصف ساعة الماضية وأن الخاطف كان باتجاه الشرق، فهو في مكان ما في الطريق الشمال الشرقي من فينتورا كاونتي |
doğuya doğru hareket ediyorlar sanıyorum, Midway'in uzağına. | Open Subtitles | اتصور انهم تحركوا الى الشرق منذ انطلاقنا من ميدواى |