diye düşünüyordum, "dokunduğumuz her şeyi mahvettiğimiz" gerçeği yerine. | TED | لكن بدلاً من ذلك، كنَّا نقتل كل ما نلمسه. |
O kimyasalların, yediğimiz, dokunduğumuz, nefes aldığımız her şeyde olduğunu söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | سيقولون أن هناك مواد كيميائية في كل شيء نأكله, أو نلمسه أو نتنفسه |
sayıca altedilmiş bulunuyoruz. İnsan DNA'mızın yanında dokunduğumuz her şeyde mikrobik DNA'mızın izlerini de bırakırız. | TED | ولقد اتضح اننا بالاضافة الى اثار الحمض النووي الخاص بنا، فنحن ايضا نترك اثارا لحمض مايكروباتنا النووي. على كل شي نلمسه. |
Sadece dokunduğumuz herşeyi hatırlamalıyız. | Open Subtitles | لكننا سنتابع أي شيء نلمسه. |
- dokunduğumuz her şeyin kokusu. | Open Subtitles | كل ما نلمسه. |