Dünyadaki en sinir bozucu şey insanların sanat eserlerine dokunmaya çalışması. | TED | أكثر شئ يضايقني في العالم حينما يريد الناس لمس العمل الفني |
Beni çok korkutmuştu, bir daha kapıya dokunmaya cesaret edemedim. | Open Subtitles | أخافني كثيراً، بحيث لم أجرؤ بعدها على لمس الباب. |
Ben izin vermeden hiç kimse bana böyle dokunmaya cüret edememişti. | Open Subtitles | لم يجرؤ أحد على لمسي من قبل, الا اذا سمحت له |
Komadaki hastalar dışarıdan gelen acı, ses ve dokunmaya tepki vermezler. | Open Subtitles | مريض الغيبوبة لايستجيب للأمور الخارجية , الألم , الصوت , اللمس |
Uzak dur benden, bana dokunmaya çalışma, öldün, duyurmalıyım, değilmi? | Open Subtitles | ابتعد عنى، لا تتجرأ بلمسي ستموت، لابد أن أقولها صحيح؟ |
Diyordum ki böyle resme dokunmaya iznimin olması patlamama sebep olacak. | Open Subtitles | لقد كنت أقول أن السماح لي بلمس لوحات كهذه سيجعلني أنفجر |
Hemşirelerden birine yaptırdım. Hala insanlara dokunmaya korkuyorum. | Open Subtitles | لقد جعلت الممرضه تعمله بدلا مني انا لازلت خائف من لمس اي احد |
Bugün bir kuşu öldürdüm ve babamın kıçına dokunmaya zorlandım. | Open Subtitles | اليوم ، إرتكبت جريمة قتل لطائر و أُجبرت على لمس مؤخرة والدي |
Güzel, kendine dokunmaya devam ederken bir yandan da aldığın zevki onun şişkinliğiyle ilişkilendirmeye çalış. | Open Subtitles | جيد. الآن تابعي لمس نفسك وحاولي أن تربطي المتعة التي تشعري بها بإنتصاب قضيبه |
Yüzüme dokunmaya başladı.. Gözlerimi ne kadar beğendiğini söyledi. | Open Subtitles | حسن هو بدأ بـ لمس وجهي وقال كم أعجب بـ عيني |
Evin kapısını aç ve öndeki duvara dokunmaya çalış. | Open Subtitles | افتحي باب شقتك، و حاولي لمس الحائط المقابل للباب. |
Gay kankanın senin gay olamdığını bilmesine rağmen aletine dokunmaya çalışması pek de hoş olmuyor. | Open Subtitles | واحدة من أقل الأشياء مرحاً فى الحياة عندما يكون صديقك مثلى ويعلم أنك لست مثلياً ويحاول لمس قضيبك على أى حال |
Erkekler bana bakıyor ve dokunmaya bile kıyamıyorlardı. | Open Subtitles | كان الرجال ينظرون إلي دون أن يتجرأوا على لمسي |
Mesela, bir gece lambasının nasıl çalıştığını ya da bir asansör kapısının nasıl açık kaldığını ya da iPod'un dokunmaya nasıl cevap verdiğini anlıyorlar. | TED | على سبيل المثال، كيف تشتغل الأضواء الليلية، أو كيف يبقى باب المصعد مفتوحا، أو كيف يتجاوب الآيبود مع اللمس. |
Aslında bana ayaklarınla dokunmaya başladın sandım. Bir bayanın isteklerini havada bırakmayı sevmem. | Open Subtitles | على وضع رجلك في فمك أجل , في الحقيقة أنا إفتكرت أنكِ بدأتي بلمسي بقدمك أنت تعرفين , أنا اكره أن أجعل السيدة معلّقة |
Kendime dokunmaya başladım ve kendi sesimin onun sesini bastırmasını sağladım. | Open Subtitles | بدأت بلمس نفسي وتركت اصواتي الخاصة تتعمق في خاصته |
Kubbenin gittiği anlamına geldiğini sandım sonra ona doğru gidip dokunmaya çalıştığımda orada değildi. | Open Subtitles | خلت أن بهذا القبّة زالت وعندما توجهت إليه وحاولت لمسه |
Bir şeylere dokunmaya çalışıyorum, ama yapamıyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاول أنْ ألمس أي شيء و لكن لا يمكنني |
Anlaşılan milyonlarca erkeğin Amanda'yı seyretmesi seni rahatsız etmiyor ama biri dokunmaya kalkınca kendini tutamadın. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الجيد حينما ينظر ملايين من الأشخاص إلى آماندا لكن في الدقيقة التي يريد أن يلمسها رجل واحد قمت بالتدخل |
Peki ama sana dokunmaya çalıştığımın kayda alınmasını istiyorum. | Open Subtitles | حسناً لكنني اريدك ان تعلمي بأنني كنت أحاول لمسك |
Fakat mesele şu ki, ona dokunmaya korktuğumuz bir dönemden çıkıyoruz. | TED | لكن المشكلة اننا قادمون من عقد من الزمان كان لدينا تخوف من لمسها |
Hele bir daha dokunmaya gör! Hele dokunmaya gör! | Open Subtitles | المسني مرة ثانية, فقط مرة ثانية,و سوف |
Bütün gece yanımdan ayrılmadı. Devamlı dokunmaya çalıştı. | Open Subtitles | لم يتركني لوحدي طوال الليل وظلّ يلمسني |
diye ekledi. Şimdi siz ve ben muhtemelen göğüslerine dokunmaya gerek görmediler diye düşünebiliriz. | TED | والآن يمكننا أن نجادل بأنهم ربما لم يكونوا بحاجة للمس ثدييها. |
Birinin bedenine dokunmaya başlayınca diğer her şey kayboluyor. | Open Subtitles | فحالما تلمس جسد أحدهم بقية الأمر يغدو نوعاً ما وكأنه يتلاشى |
Bana dokunmaya nasıl cüret edersin, siktiğimin dallaması? | Open Subtitles | ما الذي يمنحك الحق لتلمسني, أيها الوغد الأحمق؟ |